1.Dünya Savaşı sonrası, Orta Doğu’da yeniden çizilen sınırlar sonrası Irak Devleti’nin hâkimiyeti altında yaşamlarını sürdürmek zorunda kalan bu bölgedeki Türkmen nüfus açısından, oldukça zor ve trajik bir yüz yıl geride kalmıştır. Türkmenler, kimi zaman doğrudan rejim tarafından, kimi zaman da başta Kürt gruplar olmak üzere ülkedeki diğer oluşumlar tarafından hedef seçilmişlerdir. İçinde bulunduğumuz temmuz ayında 56. yıldönümü anılacak olan Kerkük Katliamı ise, bu saldırılardan sadece bir tanesidir. Ancak, bu olaya geçmeden önce Irak Türkmenleri’nin bölgedeki tarihçesine kısaca bakmakta fayda olacaktır.

Mezopotamya’da Türkmen Varlığı

Türkmenler, Mezopotamya olarak adlandırılan bugünkü Irak’ın kuzeyinde kalan bölgeye, ilk olarak Emeviler döneminde yerleşmeye başlamıştır. Bunu Abbasiler dönemindeki göç dalgası izlemiştir. Amaç ise; hilafetin merkezini korumaktır. Hatta Abbasi Devleti, İslam Devleti’ne uzun süredir hizmet eden ve halâ ülkenin ve hilafetin koruyuculuğunu üstlenen Türkler için bir şehir dahi inşa ettirmiştir.

‘‘Samarra’’ adı verilen bu şehir, günümüzde de izlerini korumakta ve aynı ad ile varlığını sürdürmektedir. Selçukluların, 1055 yılında Irak’a girmesinden sonra da bölgedeki Türkmen varlığı artarak devam etmiştir. 12. ve 13. yüzyıllarda, Selçukluların himayesinde Musul ve Kerkük’te bazı atabeylikler de kurulmuştur. Selçuklu Hanedanı’nın tarih sahnesinden çekilmesi ve Osmanlıların, bölgeye hâkim olmasıyla da 400 yıl boyunca Musul Vilayeti’ne bağlı olarak Türkmenler, yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Kanuni Sultan Süleyman ve 4.Murad dönemlerinde de Irak’a yerleştirilen Türkmenler olmuştur.

Osmanlı’nın Yıkılışı ve Türkmenlerin Sahipsiz Kalışı

Fakat Osmanlı Devleti’nin 1.Dünya Savaşı’nda mağlup olması ve 30 Ekim 1918’te Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalanmasının ardından, İngilizler, 10 Kasım günü Musul’u işgal etmişlerdir. Misak-ı Milli sınırlarına dâhil olmasına rağmen Lozan Anlaşması’nda da sonuca bağlanamayan Musul’un geleceği sorunu, 1926’da Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti)’a taşınmış, ancak Türkiye’nin tüm çabalarına rağmen, bölge, Irak Devleti’ne bırakılmıştır. Başka bir devletin sınırları içinde kalan Türkmenler için ise, sancılı ve çetin dönem bundan sonra başlamıştır. (Musul Sorunu’nun, Mondros’tan Lozan’a, oradan Milletler Cemiyeti’ne uzanan serüveni, diplomasi ve uluslararası ilişkiler disiplini açısından ayrı bir başlık olduğundan, burada detaylarına girilmemiştir. İlerleyen zamanlarda, başka bir yazının konusu olması durumunda, ayrıntılı olarak üzerinde durulabilecektir.)

Yeni bir döneme girilen Irak’ta, Türkmenler, 1958 yılına kadar Krallık rejimi, 2003 yılına kadar adı Cumhuriyet ancak özünde baskıcı bir diktatörlükten başka bir şey olmayan Baas rejimi, ABD işgali sonrasında ise, fiilen 3’e bölünmüş, çatışmanın, savaşın, krizlerin eksik olmadığı bir kaos yönetimi altında varlıklarını sürdürmeye çalışmışlardır. Özellikle 1936 yılından sonra, 1925 Anayasası ile Türkmenlere verilen haklar geri alınmaya başlanmıştır. Asimilasyon ve Araplaştırma politikaları, giderek hızlanmaya başlamıştır. Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki demografik üstünlüğü azaltılmaya çalışılmıştır. Saddam Hüseyin’in iktidara geldiği 1980 yılından itibaren Araplaştırma politikaları hızlanmıştır. Türkçe eğitim ve basın-yayın faaliyetleri sınırlanmıştır. Maruz kaldıkları tüm bu insan hakları ihlallerine ve yok sayılmalarına karşın, tepkilerini her zaman demokratik sınırlar içerisinde göstermeye çalışan Türkmenler, buna rağmen çok kez silahlı saldırılar ve katliamlarla karşı karşıya kalmışlardır. 1959’daki Kerkük Katliamı da bunlardan bir tanesi ve en kanlılarındandır.

14 Temmuz 1959 Kerkük Katliamı

Olayların kökeni, 1958’in Ekim ayında, SSCB’de sürgünde olan Kürtçü Molla Mustafa Barzani (şu anki sözde bölgesel yönetimin başındaki, Peşmergebaşı Mesut Barzani’nin babası)’nin Irak’a dönüşünde kendisini karşılamakta olan Kürt grupların, konvoy güzergâhı üzerindeki Türkmenlere karşı giriştikleri saldırılara dayanır. Türkmenlerin sağduyulu tavırları sayesinde, bu olaylar çok fazla uzamamış, ancak, hükümetin, saldırgan gruplara karşı yaptırım uygulamaktan uzak sorumsuz tavrı, hem bu kesimleri cesaretlendirmiş, hem de sonraki saldırılara zemin hazırlamıştır.

1958’de ilan edilen cumhuriyetin, 1.yıldönümü etkinlikleri sırasında Komünist Parti’ye mensup militanlar ve Kürt grupların, Türkmen mahallelerine yönelik saldırılarıyla, katliamlar başlamıştır. Kutlamalara katılmak amacıyla sokaklarda olan Türkmenler, resmi geçit sırasında komünist militanlar ve Kürtçü örgütlerin hedefi haline gelmiştir. Olayların büyümesi üzerine, sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, ancak bu önlem(!), katliamı engellemeye değil, bilakis hızlandırmaya yaramıştır. Zira, yasağa sadece Türkmenler uymuş, bunu fırsat bilen saldırganlar, Türkmen evlerini basarak, genç-yaşlı, kadın-erkek demeden toplu katliamlarına devam etmişlerdir. Toplu bir yok etme amacı taşıdığı aşikâr olan katliamların hedefleri arasında Türkmenlerin lider kadroları da ilk sıralardadır. Nitekim, Türkmen mücadelesinin önde gelen isimlerinden Ata Hayrullah, kardeşi İhsan Hayrullah, Ali Neftçi, Kasım Neftçi, Gani Nakip başta olmak üzere yüzlerce kişi, bu vahşice saldırılar sonucu şehit edilmiştir. Katliamda şüphesiz, Irak Devleti’nin de çok büyük sorumluluğu bulunmaktadır. Katliamdan kısa süre önce, Irak Ordusu’nun Kerkük’teki komuta kademesinde değişikler yapılarak, ağırlıklı olarak Komünist ve Kürt subaylar göreve getirilmişlerdir. 2.Ordu’ya bağlı birliklerin ve ABD işgali sonrası dönemde Irak Cumhurbaşkanlığı da yapan Kürtçü-Peşmerge Celal Talabani’nin de katliama katıldığı iddia edilmiştir. 3 gün süren ve Irak Türkmenlerine yönelik en kanlı katliamlardan biri olarak tarihe geçen bu olaylarda, eşine nadir rastlanılacak işkence, yağma, kundaklama ve cinayetler yaşanmıştır.

Türkiye’de ise katliamın duyulması ile hem halk hem de devlet nezninde tepkiler yükselmiş, yapılan açıklamada katliamlar sert bir dille kınanırken, dönemin başbakanı Adnan Menderes ve dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Ankara’daki büyükelçisi aracılığıyla Irak Devleti’ni uyarmış ve gerekli soruşturmaların yapılması için devlet başkanı General Kasım’a baskı yapmışlardır. Ancak ilerleyen süreçte Irak Devleti’nin yeterli sorumluluğu göstererek, eli kanlı katilleri yargılama iradesinden oldukça uzak olduğu görülmüştür. Yakalanan faillerin tatmin edici cezalar alamaması, bir kısmının da serbest bırakılması üzerine, kardeşlerin katillerinin hiçbir şey olmamış gibi toplum içinde rahatça dolaşmasını kabullenemeyen Türkmen mücahitler, cinayetlere bulaşan 40’a yakın faili kendileri cezalandırmışlardır.

Diğer Başlıca Katliamlar

-Kaçakaç Katliamı (Telafer – 1920)

-Levi Katliamı (Kerkük -1924)

-Gavurbağı Katliamı (Kerkük – 1946)

– Kerkük katliamı (14-17 Temmuz 1959)

-Tuzhurmatu Katliamı-1 (1979)

– Türkmen Liderlerin Katliamı (16 Ocak 1980)

– Tuzhurmatu Katliamı-2 (25 Mart 1991)

– Altınköprü Katliamı (28 Mart 1991)

– Erbil Katliamı (31 Ağustos 1996)

– Tuzhurmatu Katliamı (22 Ağustos 2003)

– Telafer katliamı-1 (09 Eylül 2004)

– Telafer Katliamı-2 (21.02.2005)

– Musul katliamı (24 Eylül 2005)

– Yengice Katliamı (10 Mart 2006)

– Karatepe Katliamı (04 Haziran 2006)

– Kerkük Terör Katliamı (13 Haziran 2006)

– Tavuk Katliamı (8 Haziran 2007)

– Emirli Katliamı (7 Temmuz 2007)

– Tuzhurmatu Katliamı-3 (20 Haziran 2009)

– Telafer Katliamı-3 (9 Temmuz 2009)

-Kerkük Katliamı (2013)

-Tuzhurmatu Saldırısı (9 Haziran 2014)

Sonuç

Irak Türkmenleri, asırlardır yaşadıkları anavatanlarında oldukça zor şartlar altında hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Siyasi baskılar, asimilasyon politikaları, katliamlar peşlerini bırakmamaktadır. Osmanlı Devleti’nin dağılmasından sonra yeni kurulmuş, çok etnikli, sunî bir devletin hâkimiyeti altında yaşamanın zorluklarını çekmişlerdir. Defalarca kanlı katliamlara maruz kalan Türkmenler, uluslararası toplumun dikkatini hiçbir zaman çekmemiş, tıpkı diğer Türk yurtlarındaki katliamlar gibi, Türkmeneli’nde yaşananlar da, sözde insan hakları koruyucularının gündemine girememiştir. 14 Temmuz 1959’daki Kerkük Katliamı başta olmak üzere, yaşanan tüm acıların, unutulmaması ve tekrarlanmaması için Türk Dünyası’nın her bir ferdi üzerine düşeni yapmalıdır.

Günümüzde Irak Türkmen Cephesi (ITC)’nin şemsiyesi altında mücadelelerini sürdüren Irak Türkmenleri, yine oldukça sıkıntılı bir süreçten geçmektedirler. Baas rejiminin yıkılmasından sonra Irak’ın kuzeyinde ortaya çıkan Bölgesel Yönetim altında, Peşmerge baskılarına direnmek zorunda kalan Türkmeneli, son zamanlarda bir de IŞİD terör örgütünün saldırılarına maruz kalmaktadır. Haziran 2014’de Musul’u ele geçiren IŞİD, ayrıca Telafer, Tuzhurmatu gibi illerde de çok sayıda Türkmen’in şehit olması ile sonuçlanan terör eylemlerinde bulunmuştur.

Türkmeneli’nin sahipsiz bırakılmaması konusunda ise kuşkusuz en büyük sorumluluk Türkiye’ye düşmektedir. Uzun yıllardır ihmal edilen ve sahipsiz bırakılan soydaşlarımız, Emperyalist projelere, kanlı terör örgütlerine ve Kürtçü çetelere daha fazla yem edilmeden gerekli politikalar hayata geçirilmelidir. Türkiye’nin bu konuda hem Türk Dünyası’nı hem de uluslar arası toplumu harekete geçirecek girişimlerde bulunması, Türkmenlerin bölgedeki mücadelelerine de güç katacaktır.

Başta Kerkük Katliamı’nda hayatını kaybedenler olmak üzere Türkmeneli davasının tüm şehitlerine Allah’tan rahmet dileyerek, bir daha benzer acıların yaşanmamasını diliyoruz.

Kaynaklar

                * Dünden Bugüne Irak Türkmenleri http://www.dunyabulteni.net/haber/301379/dunden-bugune-irak-turkmenleri

                * Türkmen Tarihçesi http://www.irakturkleri.org/sayfa.php?oku=turkmen-tarihcesi

                * Irak Türklerinin Siyasi Yüce Tarihi ve Düşmanlar – Sadun KÖPRÜLÜ http://www.turkmensani.net/trtr/index.php?option=com_content&view=article&id=1138:irak-tuerklerinin-siyasi-yuece-tarihi-ve-duemanlar-&catid=53:arastirmalar&Itemid=162

                * Kerkük Katliamı http://www.irakturkleri.org/makalegoster.php?makale=64

                * 1959 Kerkük Katliamının 55.Yılı – Ümit ÖZDAĞ (21.YY Türk. Enst.) http://www.21yyte.org/tr/arastirma/irak/2014/07/14/7701/1959-kerkuk-katliaminin-55-yili

                * Iraklı Türkmenlere Yönelik Etnik Temizlik https://asimetriksavaslar.wordpress.com/2011/03/30/irakli-turkmenlere-yonelik-etnik-temizlik/

                * Bir Kültürün Hayatta Kalma Mücadelesi: Irak Türkmenleri – Veysel DİNÇER http://listelist.com/irak-turkmenleri-yok-ediliyor

Bir yanıt yazın