Her inancın sert ve mutedil şekilleri vardır. Sert dindarlık, sert milliyetçilik, sert inkılapçılık, sert ilimcilik, sert sosyalistlik vb. gibi. Bu sertlik zıt fikirlerin taşıdığı hakikat payını kabul etmez. Müdafaa ettiği inancın tenkidini de sevmez. İtirazlara sinirlenir. Mutedil inançlar, hakikati arama yolunda, kendilerine aykırı görünen iddialarında haklı olabileceğini düşünür ve hatadan kurtulmak için zıt inançlara saygı gösterirler. Bu fikir müsahaması. Batı medeniyetinin büyük mücadele ve harpler sonunda elde ettiği yüksek vasıflardan biridir.

Fikir mücadeleleri, felsefedeki tabiri ile “Diyalektik” üç hareketi içine alır: Tez (görüş veya iddia), Antitez (karşı görüş veya iddia), Sentez (ikisinin birleşmesinden doğan yeni ve orijinal terkip).

Politika ve fikir mücadelelerinde karşılaşan iddiaların sertleşmesi diyalektik bir zarurettir. İki taraf da, hücuma uğrayan inancını müdafaa için, çok defa yobazca bir şiddete başvurur. Çünkü bu fikir boğuşmasıdır. Gevşemeye ve yumuşamaya gelmez. Her inancın yobazlığı da bundan, bu diyalektik zaruretten doğar.

Mutlak hakikati Allah’tan başka kimsenin bilmediği ve yeni ilim, felsefe verileri bizi izafî ve ihtimalî bir anlayıştan fazlasını vaat etmediği için, her türlü fikir yobazlığı geriliktir. Anlaşmaya değil, kavgaya ve ayrılığa götürür. Bizdeki politika ve fikir çatışmalarında olduğu gibi.

Batı seviyesinden bizi daima uzak tutan, bu müsamahasızlıktır. İnkılap adına, din adına, ilim adına, milliyet adına fikir kılıcı çekenler, karşı tarafında haklı olabileceği noktaları görmek istemeyen fikir yobazlarıdır. Yazık ki, Türkiye’mizde halka yol gösteren ve ışık tutan aydınlar arasında din yobazları kadar, politika yobazları, inkılap yobazları yenilik ve eskilik yobazları da az değildir. Bunun için anlaşamıyor, birbirimizi yiyoruz. Bizi, Batı bilgi ve anlayış hizasına götüreceğini umduğumuz bu tecrübe merhalesinin kavgasız, döğüşsüz, karakolsuz, mahkemesiz geçmesini temenni edelim ve diyalektik sertlikten biraz uzaklaşmasını öğrenelim.

 

KAYNAKÇA

Peyami SAFA, Eğitim Gençlik Üniversite Objektif 07, sayfa 54.

 

Bir yanıt yazın