Oğuzhan Saygılı, “Kitaplarla Söyleşi 1”, 274 s. 2017, İstanbul, İlgi Kültür Sanat Yayıncılık
İnsanlar,
kitap okur, o kitapta geçen olaylar, kişiler ve düşünceler hakkında
başkalarıyla sohbet eder, beğendiği kitapları bazılarına tavsiye eder. Bu,
hemen her okuyucu için sıradan bir davranış biçimidir.
Bunun bir adım ötesi, o kitabın geniş okuyucu kitlesi tarafından bilinmesi,
tanınması ve buluşmasını sağlamak için hakkında yayın yapılmasıdır.
Üçüncü adım ise, kitabın değerlendirilmesi amacıyla yazılanlardır.
Kitaplar
üzerine tenkit ve tahlil yazıları, övgü veya yergi niyetinin ötesinde, ince bir
süzme ve ciddiyetle yapılırsa, değerli ve faydalıdır.
Gazete, dergi sayfalarında okuduğumuz bazı yazılarda veya televizyon
programlarında yapılan “kitap şişirme ve yazar parlatma” eylemleri,
çoğunlukla kof, ciddiyetsiz ve faydasızdır. Sadece pazarlama amacıyla yapılan
övgüler, “okuyucu” peşinde değil, “müşteri” bulma derdinde
olanların işidir.
Sözün özü: Kitap tanıtımı, tahlil ve tenkidi, ciddiyet ve dürüstlük isteyen bir
iştir, aynı zamanda kitabın konusu hakkında bilgi birikimi ister. Oğuzhan
Saygılı, okuduğu kitaplar hakkında, dar çevre sohbetlerini aşarak yazılar
kaleme alan bir kitap dostudur. Gazete
ve dergilerde yayınlanmış böyle yazılarından bazılarını bir kitapta toplayarak
yayınladı.
“Kitaplarla Söyleşi – 1” adıyla çıkan bu eser, 41 kitap hakkında
yazılmış yazılar demeti. Tarih, edebiyat, sosyoloji, felsefe, psikoloji ve
siyaset alanlarına kol atmış bu kitapları tanıtan ve bir okuyucu olarak onlarda
bulduklarını, önemli gördüklerini, etkilendiği konuları anlatan yazılar…
Oğuzhan Bey, kadirşinaslık göstererek kitabı basım sıcaklığı ile gönderdi. Ben de sıcağı sıcağına okudum; oldukça keyifli bir okuma oldu. Yazılarda didiklenmiş olan kitaplar, birkaçı hariç, bana yabancı değildi. Birçok olayı, insanları, düşünce ve tezleri bir daha hatırlayarak, bir daha tazeleme imkânı buldum.
Bu eserde, bazı kitaplar hakkında derli toplu, iyi süzgeçten geçmiş, bütünüyle güzel özetlenmiş ve tahlil karakterinde yazılar var. Yazarımızın nüfuz edebildiği, birikimli olduğu konularda yaptığı değerlendirmeler; kitabın ana çizgisini, konuların temel fikrini açıklayabilmek için yaptığı seçmeler son derece başarılı. Elbette, çoğu gazetelerde yayınlanan yazıların hacmi ve alanı sınırlı olduğundan, bazı kitaplar üzerinde geniş ve ayrıntılı işleme yapılması mümkün değildir. Ancak kitabı okumamış olanlar için, konular, insanlar, olaylar ve düşünceler hakkında hap haline getirilmiş bilgiler, başarıyla sunulmuş.
Daha önce bir yazıda anlatmıştım: Benim bazı dostlarım var; tam birer kitap kurdu. Elli yıldan beri gürül gürül okuyan adamlar. Müthiş bilgi birikimine, kültür zenginliğine, fikir enginliğine sahipler. Fakat yakından tanıyanlar dışında kimse onların farkında değil! Çünkü okuyarak kazandıkları her şey sadece kendilerinde. Okudular ama yazmadılar, sohbetler dışında başkalarına aktarmadılar. Ömür boyunca biriktirdikleri zenginlik, kendileriyle beraber geçip gidiyor…
Dostumuz
Oğuzhan Bey, okudukları hakkında yazıyor.
Gaziantep’te “Okuduğumuz Kitapları Anlatıyoruz” adlı bir programla
düzenli kitap sohbetleri düzenliyor. Gençlerimiz
için, okumak şartıyla “Kitap Hediye Ediyoruz” kampanyasına öncülük
ediyor. “Kitap Şuuru”
adıyla sosyal medyada canlı programlar yapıyor. Onun böyle çalışmalarını örnek alarak
Türkiye’nin birçok yerinde grup çalışmaları yapılıyor, yaygınlaşıyor. Genç
okuyucular için üstüne basa basa söylüyorum:
Okudukları kitaplar hakkında mutlaka bir şeyler yazmalı ve paylaşıp,
yayınlamalılar. Bunu alışkanlık edinmeliler. Oğuzhan Saygılı’nın bu kitabı,
buna güzel bir örnek…
Sağ olasın sevgili Oğuzhan, yeni kitaplar için kalemin keskin olsun