Sayokan;
- Millî savaş sanatlarına sahip ülkeler, kendi dillerini kullanırlar. Teknik, hiyerarşik tüm kavramlar bütünü (terminoloji) savaş sanatının çıktığı ülkenin dilindedir. SAYOKAN’ın dili ise Türkçe’dir. 41 lehçeden oluşan Türkçemiz, SAYOKAN içinde kullanılmıştır; yani, Orkun Türkçesi ya da başka bir deyişle M.S. 11.yüzyıldan M.Ö. 879 yılına kadar Türkistan’dan topraklarında konuşulan lehçelerden oluşturulmuştur.
- Atalarımızdan günümüze kadar aktarılmış olan bir kültür mirasıdır. SAYOKAN kurucusu Yabgu Nihat YİĞİT tarafından büyük TÜRK milletine armağan edilmiştir.
- Savaş sanatları günümüz dünyasında bireyleri savaşa hazırlamak için değil bedensel ve ruhsal açıdan daha güçlü ve dengeli olmalarını sağlamak amacıyla yapılmaktadır.
- Bu amaçla başta Türk çocukları ve Türk gençlerini atalarının şanlı geçmişinden beslenen SAYOKAN ile buluşturmak tarihsel bir görev olarak algılanmalıdır.
- Çünkü milli kültürün aktarımı ve sürdürülmesinde sağlıklı nesillerin oluşturulmasında, vatan, bayrak, milli birlik ve bütünlük gibi değerlerimizin korunmasında güçlü beyinler kadar güçlü bedenlere de ihtiyaç duyulduğu açıktır. Ayrıca barışın koruyucularının gerçek savaşçılar olduğu unutulmamalıdır.
Tarihçesi;
- Savaş sanatlarının “atası” olarak kabul edilen Çin’i, tarihi geçmişiyle tanıdıktan sonra, Türklerin’ de Orta Asya tarihine kısa bir göz geçirme ihtiyacı doğmaktadır. Çünkü bu anlaşılır olursa, Sayokan’a Türk tarihinde bir yer bulabilir, Sayokan için “tarihimizin neresinde Sayokan veya benzeri bir çalışma olmuş?”, “Türklerin kendilerine ait savaş sanatı mı olurmuş?” önyargılarından bir nebze de olsa kurtulmuş oluruz. Sanıldığı gibi Japon, Kore, Çin ve Tayland savaş sanatları derin tarihi geçmişe sahip değillerdir. Bu ülke insanları, kurucular tarafından ortaya konan savaş sanatları çalışmalarını takdir ile karşılamış, milletin takdirine ise devletleri sahip çıkmıştır.
- SAYOKAN sözcüğüne gelince, hem savaşçının ruhsal, bedensel ve zihinsel disiplinlerini barındırmalı, hem tarihi kahramanlarını tanıtma zorunluluğu doğmalı, hem de yolun milli ve manevi inanç değerleriyle öğreti biçimini ortaya koymalı.
- Sayokan, “Kaanların ve Savaşçılarının Yolu” cümlesindeki sözcüklerin baş heceleri alınarak sözcük haline getirilmiştir.
Sayokan “Savaşçının(Kaanların) Yolu ve Kanı” Kelimeleri Neyi İfade Etmektedir? ;
- Savaşçı, Türk alp tipinin karakteridir. Ruh olgunluğu, erdem ve ahlak demektir. Sadece savaş meydanlarında kılıç sallamak veya düşman ülkesine akın yapmak değil, iman, inanç ve aşktır.
- 16 bin yıllık tarihimize baktığımızda Türk Milletinin varlığına bu kişilikte kağanlar, hakanlar, komutanlar, bilge kişiler önder olmuş Türk milletinin varlığına sebep olmuşlardır. Sonuç olarak, “Savaşçı” sözcüğü bu kişilikleri temsil etmektedir. “Yol” sözcüğü ise bu kişiliklerin yolunu ifade eder. “Kan” sözcüğü ise bu iki kelimeyle oluşan tüm bağları ifade eder. Bu bağın biyolojik bir kan olmadığı kolayca anlaşılmıştır herhalde. Yoksa bunun adına ırkçılık denir.
Farkı;
- Günümüzde yapılan savunma sporları ve savaş sanatlarını incelediğimizde dünyadaki hiçbir savaş sanatında 108 saatlik bir eğitim süreci sonunda kişiyi donanımlı bir birey haline gelememekte veya aldığı eğitimleri günlük hayatta uygulayamamaktadır.
- Buradaki donanımdan kasıt; kişinin kendini bire bir ya da bire çok kişiye karşı ve üstelik saldırganın eli dolu (sopa, bıçak vb.) veya boş olsun her tür saldırıya karşı kendini koruyabileceği gerçeğidir.
- Tüm bunlara ilave olarak Sayokan tamamıyla kendi öz kültürümüz, adet, gelenek, görenek ve törelerimizden beslenen ve kendine özgü tekniği, stratejisi, müfredatı olan bir savaş sanatı ve kültür hareketidir.
- Bir bütün olarak kişinin zihinsel, fiziksel ve ruhsal olarak güce ve doyuma ulaşabilmesinin etkin bir yöntemi Sayokan’dır.
Kültürel Etkisi;
Yağlı güreşlerimiz Türklerin Türkistan
dan Anadolu’ya gelmelerinden sonra yapılmaya başlanmış, zamanla kültürümüzün
bir parçası olmuştur. Her yönüyle Türk kültürünün bir yansıması olarak
nitelendirebileceğimiz Türk Savaş Sanatı Sayokan zamanla ülkemizin savaş sanatı
alanındaki boşluğunu doldurarak milli ögeleri ile kültürel hayatımızın önemli
bir unsuru olacaktır.
Sayokan Alplik okulları, Türk Devletleri arasında kültür köprüsü görevini icra
ederken, diğer dünya ülkelerdeki okulları ile Türk kültürünün tanıtılmasına
hizmet etmektedir.
Türk savaş sanatı Sayokan batıya ‘’Uyvar kalesi önündeki bir Türk gibi
kuvvetli’’dedirten fiziki güç ile Ahmet Yesevi Hazretlerinin işareti
doğrultusunda Türkistan’dan, Anadolu’ya gelen alperenlerin karakterini
harmanlayarak günümüze yansıtmayı amaçlar.
Ben değil biz diyen, millet ve devlet menfaatini şahsının önünde gören, barış
yanlısı milli ve manevi değerlerini koruyan bireyler yetiştirmeye çalışır.
Alplık Okulu ;
- Tarihsel süreç içerisinde ele alındığında Alplik Okulu’nun Türkler için ayrı bir önemi olduğu anlaşılmaktadır. Prof. Dr. Özbay GÜVEN’in aktarımına göre Türklerin, M.Ö 6. Yüzyılda Pi-yung adı verilen kale benzeri bir binada Alplik Teşkilatı kurdukları ve dünya tarihinde bilinen ilk kurumlaşmanın bu Alplik teşkilatı olduğu bilinmektedir.
- (Kaynak için; Türklerde Spor Kültürü, s. 22-23).
- Buradan hareketle Sayokan eğitimi verilen yerlere Alplik Okulu adı verilmiştir. Bu okullarda eğitim alan kişiler önce “Alp” sonra da “Eren” olma yolunda ilerler. Ancak Türk Savaş Sanatı benzeri savunma sanatları başka milletler tarafından da icra edildiği için Alplik esas alınmış erenlik ise kişilerin tercihine bırakılmıştır.
Alagan Alplık;
- Sayokan eğitiminin bu dalında eğitim alan kişiler ilgili müsabakalara ve kahramanlık oyunlarına hazırlanırlar. Aynı zamanda Sayokan’da eğitici olmak isteyen kişiler de bu programa dahiledilirler.
BasagarAplık;
- Sayokan eğitiminin bu dalında, herhangi bir sağlık sorunu olmayan tüm bireylere gerekli durumlarda kendini savunma eğitimi verilmektedir. Ülkemizin pek çok ilinde Emniyet ve Silahlı kuvvetler mensuplarına, özel güvenlik çalışanlarına ve konuyla ilgili çeşitli kurum çalışanlarına Sayokan Basagar Programı çerçevesinde eğitim verilmektedir.
SıraDüzen;
Sayokan’da Kuşak ve Ahilik;
- Ahilik, Ahi Evran tarafından hocası Hacı Bektaş-ı Veli’nin öğretileriyle kurulan esnaf dayanışma teşkilâtıdır. Hacı Bektaş-ı Veli, Hoca Ahmed Yesevi tarafından kurulmuş olan Yesevilik tarikatının Anadolu’daki en fa’al öğrencilerindendir. Anadolu’ya geldikten sonra kısa zamanda tanınarak kıymetli talebeler yetiştirdi. Hacı Bektâş-ı Velî kendisinin de bağlı olduğu “Ahilik Teşkilâtı”ile, Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrinde Anadolu’da sosyal yapının gelişmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Müslüman Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir. Ahi Evran’a Ahi Baba da denir.
- San Derece, Kuşak ve Ünvanları Ahilik ayinleri ile verilir.
Sağlığa Etkisi;
- • Kalbin çalışma sistemini düzenler, efektif
ve ekonomik çalıştırır,
• Damar direnci azalacağından kalp üzerindeki yük kalkar, hipertansiyon düzelir,
• Dolaşım hızlanır, bundan dolayı metabolik artıkların atılımı kolaylaşır,
• Dış görünüm; spor bedeni geliştirir ve belli bir görünüş sağlar.
• Terleme ile kilo kaybı düşünülmemelidir, ter ile kaybedilen su daha sonra geri alınır.
• Fizik aktivite sellülite karşı etkili mücadele yöntemidir, kasları uyumlu hale getirir,
• Aşırı kilo alımına yol açmaz, zayıflatır.
• Psikolojik yararlar; bu etkiler uygulanan spor türüne bağlıdır ki bunlar en az fizik etkiler kadar önemlidir.
• Sayokan; kendine güveni uyandırır, hırsı artırır, heyecanı ve stresi azaltır,
• Bedenin bilincine varılır,
• Beynin daha iyi oksijenlenmesi sayesinde, zekasal etkinliği yükseltir,
• Gurup düşüncesi, bireyler arasında ilişkiler, karşılıklı olarak saygı kavramı gelişir,
• Zevk alma duyusu gelişir; bu beyinden salgılanan hormonlar ile olur; endorfinler; aile ve mesleki kaygılardan kurtulmaya olanak sağlar.
Sonuç Olarak;
Dünyada uygulana gelen savaş sanatlarına baktığımızda Japonya; Karate, Aikido, Judo ve Sumo, Kore; Taekwondo , Hapkido, Tangsoo, Çin; Kung-fu, Tayland; MuayThai ile söz sahibidir. Son yıllarda Fransa; Savate, Brezilya: Capoeira; İsrail ise Krav Maga ile bu alanda yer almaya çalışmaktadır. Savaş ve spor tarihi ile köklü ve başarılı bir geçmişe sahip milletimiz ise savaş sanatları arenasındaki haklı yerini; dili, tekniği, taktik ve stratejileri milli öğeler taşıyan Sayokan ile alacaktır.
Hayatı savaşla geçmiş bir millettir Türkler. Böyle bir milletin savaş sanatı olamaması düşünülemez. Türk savaş sanatı Sayokan, tamamen Türk motifleriyle bezenmiş bir savaş sanatıdır. Size vurmak isteyene vurmadan etkisiz hale getirmek bir olgunluktur. Ama kendine vurulmasına izin vermek ise bir eksikliktir. Uzakdoğu mücadele sanatlarını kişiler omuzunda taşır. Türk savaş sanatı Sayokan ise kişileri omzunda taşır. Sayokan şiddet değil, Akademik, ruhsal ve fiziksel bir eğitimdir.
«BİZ, MİLLET İÇİN VE MİLLET ÖLÇÜSÜNDE SPOR İSTİYORUZ. BİRİNCİ GELEN TEKLER İSTEMİYORUZ. SAĞLAM YAPILI GÜZEL GÖVDELİ VE İNKİLAP AHLAKINI BENİMSEMİŞ ONBİNLER VE YÜZBİNLER İSTİYORUZ.»G.M.Kemal ATATÜRK