Eymür boyu, şanlı Oğuz Kağan destanımıza göre mücadele ruhunda sahip “varlıklı” anlamına gelen 24 boydan bir tanesidir. Kaşgarlı Mahmut’un Dîvânu Lugât’it-Türk adlı eserinde Eymürler yirmi iki Oğuz bölüğünden on birincisi olarak kaleme alınmıştır.(1) Eserinde diğer boylara nazaran Eymürleri özellikle “Türkmen Oğuz Boyu” olarak tanıtmıştır. Reşîdüddin Fazlullah (XIV. yüzyılın başları) Eymür’ün “çok iyi ve zengin” mânasına geldiğini, ülüşünün (koyunun etinden yediği kısım) ucayla ve onkununun da uckuşu olduğunu belirtmiş ve damgasının şeklini vermiştir. Anadolu’ya ilk gelen ve topraklarımızda uzun yıllar izini sürmüş olan bu boyun simgesi ve kuş sembolünü özellikle mezarlara işlemeleri büyük önemde ayırt edici unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Reşîdüddin’in eserini kaynak olarak kullanan Yazıcıoğlu Ali Efendi ise (XV. yüzyılın birinci yarısı) Eymür’ü “hadsüz eyü ve bay” şeklinde tercüme etmiştir. Uç’un nasıl bir kuş olduğu hakkında bilgi bulunmamakla beraber Timur’un Uç Kara Bahadur adında bir kumandanı olduğu bilinmektedir. Cami’u’t- Tevarih’te ‘Türkler’in Tarihi’ bölümünde Oğuz yavkularını (yabgu/melik) çıkaran beş boydan birinin Eymür boyu olduğu ifade edilmektedir.
İlerleyen sayfalarda Türk’ün tarihini, kültürünü iyi analiz ederek döneminde ve hâlâ da bize ışık sunan bu eserin doğruluğunu yine tarihi akış bize söyleyecektir. Yine eserde Eymür boyu Üçokların(sol kol) Oğuz Kağan’ın oğlu Dağ Han’ın oğlu Eymür’den geldiği anlaşılmaktadır. Biz ayrıca bunu 1071’den 500 yıl önce Anadolu’da varlığını sürdüren bir boyu bu çağda yapılan kazılar sonucunda mezar taşlarından öğrenmiş bulunmaktayız. Türklerin aynı zamanda 1071 yılından önce de Anadolu topraklarında bulunması diğer boylar gibi köklerimizin daha derinlerde olduğunun da bir kanıtıdır. Şuan üzerinde yaşadığımız bu vatan toprağında birçok yerleşim yerlerinin adının Eymür olması da bunun bir diğer delilidir. Türk topraklarında ilk ve yoğun olarak temas ettikleri bölge Ahal’ın Köpetdağ etekleri olmuştur. Tıpkı Yazır boyunda olduğu gibi Eymürlerin bir kısmı daha sonraları Yemreli (Eymir ili/Yenir ili) adıyla yeni bir Türkmen boyunu teşkil etmişlerdir. Özellikle Moğol’un saldırılarından sağ kalanlar daha sonra Daşhavuz bölgesine göç etmişlerdir. Büyük bir kolu da Batıya göçmeyerek Mangışlakta kalmıştır. 16.yy’in sonlarına doğru Eymürlerin Gürgen ve Etrek boylarında yaşayan “Yaka Türkmenleri” arasındaki mevcudiyeti tarihî seyri değiştirecek bir etki yaratıyor. Aynı zamanda Osmanlı vesîkalarında Yaka Türkmenleri olarak da bilinen Eymür Türkmen boyu, Türklüğün tarihi misyonu içerisinde yine bir Türkmen boyu olarak bir görevi vardır ki onu da on birinci asırda çok değerli bir Türkçe eser veren Kaşgarlı Mahmut’un, Türk ülkesinin sınırını Çin’den Hazar denizine, Bizans, Kıpçak, Rusya’ya kadar devam eden topraklardan ibâret olarak göstermesi ve aynı zamanda, aynı dönemlerde Çin kaynakları da Hazar’dan Çin’e kadar olan bölgede yaşayan “yerleşik ve göçebe” insanların kendilerini “Türk” ve ülkelerini de “Türkistan” diye adlandırdıklarını belirtmiştir. Bunun varlığını kabul etmek istemeyen ve Türkmenleri kendi varlığı için büyük tehdit gören Rusların Türkistan’daki işgalleri esnasında Eymür boyunun gösterdikleri büyük direniştir. Genellikle bağımsız boylar halinde yaşayan Yaka Türkmenleri sonrasında Teke, Yamud, İmralı adını taşıyan Türkmen boylarının bir araya gelmesiyle güçlendiler. 1860 yılında bu bir araya gelişle birlikte Küşid Han liderliğinde İranlıların saldırısını önleyerek bağımsızlıklarını korudular. Yine 1879’da Göktepe’de Rusları ağır yenilgiye uğrattılar. Devamında Göktepe’de olan savaşlarda kayıplar versek de Türk tarihi seyir içerisinde nerede bağımsızlığını tehdit edecek bir unsur görse hemen teşkilatlanıp o tehdidi bertaraf etme refleksine sahiptir. Ruslar bu dönemde Türkmenlerin bağımsızlıklarına düşkünlüklerini kendileri için her zaman tehdit olarak görmüştür. Bu nedenle yıllarca Türkmen boyları arasında bir kargaşa çıkartıp bölme faaliyetlerine gitmişlerdir. Bu durumun vahimliği ve baskıların artması Sovyetler Birliği döneminde daha da çetin olmuştur. 16.yy’da Eymürlere ait Anadolu’da 71 yer adına rast gelinmektedir. Anadolu’da yer adlarının ağırlıklı olduğu vilayet Sivas-Tokat civarıdır. Bu ad Anadolu’nun muhtelif yerlerinde Eymür yerine “İmir” olarak kullanılmaktadır. İran ve Harezm Türkmenleri arasında ise genellikle Eymür şeklinde zikredilmiştir.
Halep Türkmenleri arasındaki Eymür oymağı Kanunî devrinin ilk yıllarında dört kola ayrılmıştır. Birinci kol Affan Kethüda’nın idaresinde ve 177 vergi nüfuslu idi. İkinci kol ise Kara-Gözlü adını taşıyor. Bu kolun da vergi nüfusu 55 idi. Üçüncü Eymür kolu Çarık-oğlu Ahmet Kethüdâ’nın buyruğunda gösteriliyor ve 86 vergi nüfusuna sahip bulunuyor. Dördüncü Eymür kolu da İlyas adını taşımakta ve diğer kollardan ayrı bir yerde yaşamaktadır. Fakat sonuncu kolun vergi nüfusu diğerlerine nazaran pek azdır.
Bir diğer Eymür oymağı Dulkadirlilerin arasında büyük çoğunluk teşkil etmekteydi. 1525 yıllarında bu Eymürler’in 48 obadan meydana geldiği görülmektedir. Bu obaların çoğu Maraş ve ona bağlı olan Pazarcık, Kuru-Pınar ile Haruniye yörelerinde kışlamakta, Ahır ve Sandık dağlarında da yaylamakta idi. Bu obalardan büyük bir kısmının kışlaklarda çiftçilik yaptığı ve hattâ bunlardan bazılarının çeltik dahi ektikleri anlaşılıyor. Maraş bölgesindeki Eymürler 16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Maraş ve Antep köylerinde yerleşmeğe başlamışlardır. Yine Dulkadirlilerin başlıca boylarından biri olan Küşne boyunun birinci oymağı da Eymür-Oğlu adını taşımaktadır. Bu obanın adını Eymür adlı şahıstan aldığı anlaşılıyor. Kars (Kadirli)-Kadirli bölgesinde yaşayan Eymürler 971 (1563- 1564) yılında on üç kola ayrılmışlardır. Bu Eymürler de Maraş yöresindeki kardeşleri gibi kışlak ve yaylaklarda iki cepheli bir hayat yaşamakta, kışlaklarda çiftçilik, yaylaklarda da hayvancılık yapmaktadırlar.
Yeni-ildeki Eymür”ün varlığı, Halep Türkmenleri arasındaki Eymürler’in bir kolundan meydana gelmiştir III. Murad devrinde Yeni-ili Eymürleri başlıca; Ahmed Kethüdâ (110 vergi nüfuslu), Avşarlı Eymürleri (27 vergi nüfuslu),Sancarlı Eymür’ü (44 vergi nüfuslu), Polat kethüda Eymür’ü (34 vergi nüfuslu), Mehmed Kethüda Eymür’ü (11 vergi nüfuslu) olmak üzere yeni kollara ayrılmışlardır. Bunlardan ayrı olarak Dulkadirli Eymürleri ’ne mensup 45 vergi nüfuslu bir Eymür obasının da Yeni-İl’de yaşadığını ve çiftçilik yaptığını görmekteyiz.
Boz- Ulus’ta bulunan Eymür boyu, II. Selim devrinde Boz-Ulus arasında Hacı Süleyman K Kethüdâ’nın idaresinde olmak üzere 148 vergi nüfuslu bir Eymür oymağı görülmektedir. Bu oymak Halep Türkmenleri veya Dulkadirliler arasındaki Eymürler ’in bir koluydu. 16. yüzyılda Adana bölgesinde yaşayan Kara-lsalu boyu arasında Eymür ‘İlyaslı’ adlı çok küçük bir teşekküle rast gelinmektedir. Yine 16. yüzyılda Söğüt bölgesinde yaşayan Söğüt Yörükleri arasında Eymürlü adlı bir oymak görülmektedir. Bu oymak 59, 13, 13 vergi evi olmak üzere üç kola ayrılmıştı. Bunun yanında Aydın yöresindeki Karaca-Koyunlular arasında Eymürler ve Sarı Eymür-Oğlu İsa adlı iki oymak bulunmaktadır. Yakın coğrafyaya geldiğimizde İran Eymürleri Safevî devrindeki belli başlı Kızılbaş boylarından birinin de Zulkadr (Dulkadır) boyu olduğunu da görmekteyiz. Bu boyun ismi onun Türkiye’deki Dulkadirlilerden ayrılmış bir kol olduğunu açıkça gösterir. Zulkadr boyunu meydana getiren obalardan biri de Eymür obası idi. Buna göre bu Eymür obası Dulkadirlilerin arasında gördüğümüz büyük Eymür teşekkülünün İran’a, gitmiş bir koludur. Tahmasb devrindeki Zulkadr emirlerinden Şîr Hüseyin Beğ’in Eymür obasına mensup olduğunu biliyoruz. Kanunî (1535-1536) yılında Azerbaycan’dan İstanbul’a dönerken Van’ı zapt etmeye gelen Şah Tahmasb, Kaçar Kaya Beğ ile Eymür Şîr Hüseyin Beğ’i haber almak üzere ileriye göndermişti.
Hazar-Ötesi Türkmenlerini inceleyecek olursak Eymürler’in mühim bir kolunun da Batıya göç etmeyerek Mangışlak’ta kalmıştı. Bunlar da kanaatlere göre Mangışlar’ın istilası yüzünden bu eski yurtlarını bırakıp Güneye inmişlerdir.
ANADOLUDAKİ YERLEŞİM YERLERİ
Eski Eğmir: Afyon-İhsaniye
Eymir: Amasya-Merzifon-Alıcık
Kır Eymir: Amasya-Merzifon-Sarıbuğday
Eymir (Eğmir): Amasya-Suluova
İymir (Eymür-İğmir): Ankara-Yenimahalle-Kazan
Aşağıeymirler: Ankara-Çubuk
İmirli: Ankara-Delice
İğmir: Ankara-Kızılcahamam-Pazar
Eymir: Nallıhan
Eymir (Eğmir): Antalya-Elmalı
Dağeymiri (Dağemiri) :Aydın-Merkez
Ovaeymiri (Ovaemiri): Aydın-Merkez
Eymir: Aydın-Karacasu
Eğmir: Balıkesir-Havran
Eymir (Eymur-Eymür): Bolu-Gerede
Eymir: Bursa-İnegöl
Eymir: Çorum-Merkez
Eğmir: Giresun-Aluçra-Çamoluk
Eymür: Giresun-Tirebolu
Eymür: Gümüşhane-Bayburt-Demirözü
Eymür: Gümüşhane-Kelkit
Yaka Emir (Yaka Eymir): Isparta-Şarkikaraağaç
Eymir: Kastamonu (Merkez)
Eymir (Eğmir): Kütahya-Altıntaş
Eymir: Malatya-Arapkir
Eymir: Malatya-Arguvan
Eymirli (Tibyat): Mardin-Kızıltepe
Eymür: Ordu-Ulubey
Eymir: Samsun-Havza
Eymir: Sinop-Gerze
Eymir: Sivas-Hafik
Eymir: Sivas-Kangal-Kavak
Eymir: Sivas-Zara
Eymür: Tokat-Reşadiye
Eymir: Yozgat-Sorgun
KAYNAKÇA
(1) Kitapta 24 Oğuz boyu 22 olarak verilmiştir.
(2)İslam Ansiklopedisi- Eymürler
(3)Prof. Dr. Faruk Sümer, Oğuzlar-Türkmenler- Tarihleri/Boy Teşkilatı/Destanları (syf. 336-340)
(4)‘Türkmen Boylarının Geçmişi, Yayılışı, Bugünkü Durumu ve Geleceği’ , Prof. Dr. Soltağna Ataniyazov/ Türkmenistan Bilim ve Teknik Yüksek Kurulu syf 7/11-Eymür
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.