Genç bir hikâyecimiz, bana, gençliğin bugün geçirmekte olduğu inanma buhranı karşısındaki endîşelerini çınlattı:

– Ne için yaşadıklarını bilmeyen arkadaşlarım var, dedi.

Bu buhranın yalnız gençlerimizde değil, bütün memleketlerde ve her yaştan birçok insanlarda müşterek olduğunu söyledim. Otuz seneden beri bu konuda birçok yazılarımın çıktığını da hatırlattım.

Felâket böyle bir buhranın olmasından ziyâde olmamasındandır. Eğer mânâsız ve gâyesiz bir dünyada olduğumuz inancı, kör bir nihilizm hâlinde bir kısım gençliğin ruhunu sarmışsa ve bu hiçliğin şuuru da sıkıntısı da kalmamışsa, tehlike daha büyüktür. Buhranı tercih etmelidir. Çünkü kıvrandırır, düşündürür ve hakîkati sezme imkânlarını yaratır.

Avrupa gençliği, iki dünya harbinden sonra da bir metafizik buhranı geçirdi. Varlığın ve insanlığın mânâsı üzerinde çırpınıyordu. Yapılan büyük anketler buhranın bütün bir üniversite ve yüksek tahsil gençliğini sardığını gösterdi. Fakat bu buhran, her şeyi anlamak isteyen batı gençliğinde bir kültür hummâsı yarattı.

Korkarım, bizde ne böyle bir buhran var ne de böyle bir hummâ. Bir genç bana ikidir yolladığı mektuplarda uykusunu kaçıran, çıldırtıcı problemlerin cevaplarına muhtaç olduğunu bildiriyordu. Kâinatın menşeine, varlığa, Allah’a ait klasik meseleler. Ona, okumaktan başka çâresi olmadığını söylemeye ancak şimdi vakit bulabiliyorum. Bu genç gibi metafizik buhranı geçiren başkaları olduğunu da tahmin ve temennî ederim. Fakat umûmiyetle gençliğimiz bu meseleler karşısında tasasız ve kaygısızsa, memleket hesabına korkudan tir tir titrerim.

Bereket ki gençlik veya herhangi bir zümre hakkında toptan hükümlerin çoğu yanlıştır. Bu konuda hiçbir anket de yapılmamış olduğuna göre gençliğimizin büyük problemler karşısındaki ruh durumunu bilmemiz imkânsızdır. Ümitlerimizi bu meçhule bağlıyoruz.

Bütün felsefe disiplinlerinin dışında körü körüne Allah’a, terakkîye, sosyal adâlete, batı medeniyetine ve inkılâba îman etmek de îmansızlığın maskesinden başka bir şey değildir. Temeli yoktur. Yıkılmak için bir üfürük bekler. Yıkılmaz görünmesi bir yobazlık işâretidir.

Tevekkeli mi gençliğimizde bu şuur uyanışını hazırlamak için yıllardan beri sonsuz bir ümitle didinip duruyoruz.

KAYNAKÇA

Peyami Safa, Eğitim Gençlik Üniversite, Ötüken Yayınları, Sayfa:238

 

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.