Peçenekler,  Kaşgarlı Mahmud’a göre 19. Boy olan X. ve XI. yüzyıllarda Karadeniz’in kuzeyinde ve Balkanlar’da mühim siyasî roller oynamış bir Türk kavmidir. Bundan başka XI. yüzyılda Peçenek adında bir Oğuz Boyu da vardır. Peçenek kelimesini  “becene” olarak eski Türkçe kaynaklarından çeviren Thomsen’in neşrettiği eski Türkçe metinlerinde beçe-apa-içrek ismi de “Beçe” ile bağlıdır. “Beçe” ismi ise bir şahıs adıdır. Aynı zamanda Macar kaynaklarında “besne” adını taşıyan şahıslara çokça tesâdüf ediliyor. Kaşgarlı Mahmud, Türk Peçenek kavmi ile Oğuz Peçenek boyunu ayrı ayrı zikretmiştir. Faruk Sümer’e göre bu ad ayniliği ancak iki şekilde izah edilebilir:

  1. Her iki teşekkülün aynı adı taşıması sâdece bir tesâdüftür.
  2. Oğuz Peçenek boyu, Türk Peçenek kavminin bir parçası olup, Oğuzlar’ın tâbiiyyeti altına girmiş ve zamanla Oğuzlar’ın bir boyu hâline gelmiştir. Fakat ne Kaşgarlı da, ne de Reşidud-din’deki hâtıralarda bu ikinci ihtimale ait bir delil görülebiliyor ve bu boy da Bayındır, Çepni ve Çavuldurlar gibi Oğuz-Han’ın dördüncü oğlu Gök-Han’a bağlanıyor.

Yine Faruk Sümer’e göre, Peçenekler’e ait tahrir defterlerinde sâdece dört köy adı bulunmaktadır. Bunlardan dördü de ağırlıklı olarak Ankara sancağında yerini almışlardır. Buradan da yoğunluklu olarak Ankara bölgesinde Selçuklu fethinden sonra Türkmenler’in yoğun mevcûdiyeti dikkat çeker. XII. Yüzyılda ise Türkmenler Horasan’a kadar uzanmıştır. Ankara sancağındaki Peçenek köyleri Yaban-Ova, Murtaza-Ova ve Kasaba kazâlarında bulunmaktadır ki, bu köyler adlarını zamanımıza kadar devam ettirmişlerdir.

Peçenekler’in ilk başta yurt tuttukları yer; İdil, Tuna ve Don nehirleri arasında olduğundan ticâret hayatları oldukça gelişmiş, hayvan besleme konusunda oldukça ilerlemişler ve ekonomilerinin gelişmesine paralel olarak deri ihraç etmeye de başlamışlardır. Bunun yanında Yay-ık boyunda da yaşadıklarını çeşitli kaynaklardan öğrenmekteyiz. Peçenekler yerleşmiş ve Karadeniz’in kuzeyinde Don’dan Tuna’ya kadar uzanan geniş bozkırlara aşağı yukarı yüz elli yıl boyunca hâkim olmuşlardır. Peçenekler, Rus târihi üzerinde de önemli etkilere sâhiptir. Ünlü Rus târihçisi Vasily Osipovich Klüçevski:  “Ruslar’ın steple mücâdelesinin Peçenekler’le başladığını belirtmiştir ki, gerek coğrafi açıdan bulundukları konum gerekse de siyâsi mânâda strajik durumlar bunu işâret etmektedir.  Macarlar ve Uzlar uzun süre Peçenekler’in komşuları olmuştur ve Peçenekler’in yaşadıkları coğrafya aynı zamanda kendilerini hep diri tutmaya da zorlamıştır çünkü devamlı çatışmalar ve savaşların yaşandığı aynı zamanda jeopolitik olarak da önemli bir coğrafyada yer almışlardır. Teşkîlâtçılık özelliklerini koruyarak aynı zamanda durum ve şartlara göre geliştiren Peçenekler uzun yıllar kendisine saldıran Uzlar’la karşı karşıya kalmıştır. Bir zaman için ise yerleştikleri bölgeden Peçenekler’i gönderen Uzlar 1050-52 senelerinde kaleme alınan Gerdizi’nin eserinde bulunan kayıtlar, Peçenekler’le ilgili önemli mâlûmatları da bize sunmaktadır, bilgiler şu şekildedir: “Peçenekler’e gelince, onlara giden yol Gurgenç’ten Harezmî gölüne erişince onu sağ kolda bırakarak daha ileri gider. Kurak bir bölgeye gelinir ve buradan dokuz gün gidilir. Her gün yahut iki günde bir koyunun bulunduğu yere vasıl olunur. İp atarak atlar için su çıkarırlar. Onuncu gün menbaaların, suyun, her nevi yabaninin, kuş ve gazalinin bulunduğu yere gelinir ve burada ot çok fazla değildir. Bu sahâ üzerinde on altı gün gidilir ve on yedinci günü Peçenekler’in çadırlarına vâsıl olunur. Peçenekler’in memleketi otuz günlük yol uzunluğundadır. Onlara her taraftan herhangi bir kavime hemhudutturlar. Şarktan, Kıpçaklar; Garb-i Cenuptan( güneybatı) Hazarlar, Garpten Slavlar bütün bu kavimler Peçenekler üzerine hücum edip onları esârete götürürler ve (köleliğ) satarlar. Bu Peçenekler’in hayvan sürüleri vardır. Onların atları ve koyunları birçok altın ve gümüş tabakları ve silâhları vardır. Onlar gümüş kemer taşırlar. Onların harp esnâsında havaya kaldırdıkları süngü ve bayrakları vardır. Harp esnâsında çaldıkları trampetleri öküz kafası şeklinde yapılmıştır. Peçenek memleketine giden yollar çok  güç nâhoştur. Eğer (bir kimse) oradan başka bir memlekete gitmek isterse at tedârik etmek mecbûriyetindedir. Çünkü onların memleketinden başka bir vâsıta ile yolların fenâ olmasından dolayı ata binmeksizin gitmek mümkün değildir. Tüccarlar oraya giderken hiçbir yolu tâkip etmezler çünkü bütün yollar ormanlarla kaplıdır. Onlar (tacirler) yolları yıldızlara bakarak tâyin ederler.”

Peçenekler bütün hayatlarını at üzerinde elde kılıç ve okla geçirdikleri için gâyet kuvvetli bir askerî teşkîlâta sâhip,  her zaman için sefere hazır bir atlı ordu hâlinde bulunmaları yine etrafında bulunan birçok tehlikeden de ileri geliyordu. Bununla birlikte kendilerini geliştirmişler ve bilinen târihten bu yana çeşitli kaynaklarda da belirtildiği üzere harp etmekte Ruslar’dan çok üstündürler. Bu durum karşısında Ruslar ancak kaleler yaparak veyâhut orman aralarında Peçenek atlılarının serbestçe hareket edemedikleri yerlerde pusular kurmak, istihkâmlar yapmak suretiyle Peçenekler’e karşı müdâfaada bulunabilirlerdi. Bu minvalde Rus vekayinamelerinde Vladamir’in birkaç defa Peçenekler’i mağlup ettiği ve kendisinin de onlar tarafından mağlup olduğu kaydı vardır.

De. Adm. İmp. 2. Bab’ında Ruslar’ın Peçenekliler’le iyi geçinmeye gayret ettikleri, Peçenekliler’den öküz, at ve koyun satın alırlar ve bunlar sâyesinde daha rahat bir hayat geçirdiklerini belirtir. Çünkü bu suretle de Peçenekliler’in Ruslar’a öküz, at ve koyun sürüleri sattıklarından bahsetmiştir.

Vakayinamedeki kayda göre İgor 944 senesinde Bizans’a karşı sefer açarken birçok ücretli Peçenek kıtalarını da yanına almıştı. De Adm. İmp. Da deniliyor ki: Bu kavim (Peçenekler) kuvvetli olduklarından, Ruslar bunların zararından kurtulmak ve onlardan yardım alabilmek için bunları müttefik edinmeğe çok gayret ederler ki bu suretle hem onların şerrinden kurtulsunlar, hem de onlardan yardım alabilsinler.” Peçenekler’le Ruslar arasındaki mukâbil 950 senelerindeki vaziyeti  De. Adm. Imp.’ nun şu satırlarında açıkça hulâsa edilmiştir: “Peçenekler’le Ruslar komşudurlar; eğer bu iki kavim arasında sulh berdevam değilse Peçenekler Rus yurduna sık sık akın yaparak Ruslar’a büyük ziyanları dokunur; bundan ötürü Ruslar Peçenekler’le sulhu muhâfaza etmeğe gayret ederler. Ruslar Peçeneklerle sulh yapmadan harp etmek için memleketlerinin hâricine çıkamazlar; sulh yapmadan hârice gittikleri zaman Peçenekler onların yurduna hücum ile memleketlerini yağma ve tahrip ederler. Peçenekler tarafından müthiş bir tahribata mâruz kalmamak için bunlarla dost geçinmeğe çok gayret ederler. Bu Peçenek kavmi çok kuvvetlidir; Ruslar da bunlarla sulh yaparak hem husumetlerinden kurtulma, hem de onları müttefik edinip yardımlarından istifade etmeği düşünürler. Ruslar, Peçeneklerle sulhu muhâfaza edemezlerse, Bizans İmparatoru’nun şehirlerine ne harp ve ne de ticâret maksat ile gelebilirler. Ruslar, Deneprin kayalıklardan aktığı yere geldikleri zaman, gemilerini karaya çıkarıp omuzları üstünde taşıdıkları zaman Peçenekler bunlar üzerine hücum edip kolayca kaçmaya mecbûr ederler.” Rus târihinin steple mücâdele devrinin en şiddetli kısımlarından birini teşkil eden Peçenek – Rus mücâdelesi Bizans kaynağına bu tarzda girmiştir.

Yeri gelmişken Peçenek ve Macar ittifaklarından da bahsetmek mümkündür. Becni ya da Bacna adı bâzı araştırmacılara göre Peçenekliler’in bir diğer adıdır. Başkurt ve Nukerde isimleri ise Ortaçağ’da Macarlar’ı nitelemek adına kullanılırdı. Dolayısıyla Karluk- Kimek Oğuz ittifaklarının saldırdığı ve Sir-Derya boylarından söküp attığı kavimler Peçenek-Macar birliğidir. Dede Korkut’ta ise yer yer Oğuzlar ile Peçenekler arasında çıkan hadiselerde Oğuzlar’ın düşmanı olarak da yer almışlardır. Şecere-i Terakkime ’de ise Salurlar’ın Peçenekler’le uzun yıllar boyunca mücâdeleleri ve savaşları şu şekilde tasvir edilir: Yine Becenek kabilesi de kendisinde töre ileri sürüp Salur kolu ile düşman olup vuruşurlardı. Beş altı nesle kadar bu iki boy arasında düşmanlık olduğu aşikârdır.

Macarlar’ın Peçenek baskısı altında batıya doğru hareket etmesi Avrupa’nın târihini değiştirmiştir. Macarlar, Slav kavimler tarafından işgal edilmiş olan bölgelerin ortasına, Güney Slavları’nı Kuzey ve Doğu Slavları’ndan ayıran bir kama gibi Karpatlar Havzası’na yerleşmişlerdir. Tuna ve Tisa Havzası’nı işgal eden Macar Boylar’ı Polonya ve Bohemya’daki Slavlar ile Balkanlar’daki Slav zümreleri arasındaki bağlantıyı keserek Slav unsurları Avrupa içlerine sokmamışlardır. Bu durum Avrupa’da farklı bir siyâsi yapılanmaya zemin hazırlamış ve Avrupa târihini farklı bir yöne sürüklemiştir. Peçenekler, Macar ulusal ve kültür târihinde olduğu kadar Macar coğrafyasında da kalıcı izler bırakmış; Macar toplum ve devlet yapısının daha sağlam, daha renkli ve daha bilinçli bir yapıya kavuşmasının temel unsurlarından birini oluşturmuşlardır. “Bu ülkenin doğusunda Oğuz sınırları, güneyinde Bûrtas ve Baradûs sınırları, batısında Macar (Macaristan) ve Ruslar, kuzeyinde Ruthâ Nehri vardır. Bu ülkenin halkı her bakımdan Kimekler’e benzer. Bütün komşuları ile savaş hâlindedir. Peçenekler’in kasabası yoktur. Liderleri ise içlerinden biridir.”

Anadolu’daki Yerleşim Yerleri

Peçenek: Adana-Bahçe-Haruniye
Peçenek: Ankara-Altındağ
Peçenek: Ankara-Çamlıdere
Peçenek (Bala):  Ankara-Çubuk-Sirgeli
Peçene: Eskişehir-Çifteler
Biçer (Peçene): Konya
Peçenek (Mirkefşin):  Mardin-İdil

Not1: Ankara sancağındaki Peçenek köyleri Yaban-Ova, Murtaza-Ova ve Kasaba Kazâları’nda bulunmaktadır ki, bu köyler adlarını zamanımıza kadar devam ettirmişlerdir. Bunlardan başka yine Ankara’ya bağlı Şerefli Koç-Hisar yakınındaki bir vâdi de Peçenek-Özü (Peçenek Vâdisi) adını taşıyor. Yalnız şimdi bu Peçenek-Özü’nde Yeni-İl’e bağlı Türkmenler’in köyleri bulunmaktadır. Zamanımızdaki Peçenek yer adlarından diğer ikisi Maraş’ın Elbistan Kazâsı’nda, dördü de Konya bölgesinde bulunmaktadır. Bunlardan başka Beçenek adında Aksaray (Konya) kazasında bir çiftliğin, Isparta bölgesinde de iki yer adının var olduğunu biliyoruz.(1)

KAYNAKÇA

(1)  Faruk Sümer- Oğuzlar

(2) Hıstory Studıes Internatıonal Journal Of History ( ISSN: 1309 4173 (Online) 1309-4688 (Print), Volume 5 Issue 2, A Tribute to Prof. Dr. Halil İNALCIK P. 137-154, March, 2013. Macarlar Târihinde Peçenekler ( Pechenegs in he Hungarian History), Dr. Gökhan Dilbaş, Ankara Üniversitesi- Ankara.

(3) Dr. Akdes Kurat, Peçeneklere Dair Araştırmalar

 

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.