Dünyada ve Türkiye’de genç şöhret kıtlığı var. Birinci Dünya Harbi’nden sonra isimleri bir duman gibi her tarafa yayılan filozof, ilim adamı, romancı, şâir, ressam, mîmar, doktor ilh… gibi büyük otoritelerin yenilerine, İkinci Dünya Harbi’nden sonraki devrede çok az rastlanıyor.
Yaşlı şöhretlerin hemen hepsi, en meşhur eserlerini gençliklerinde vermeye başlamışlardı (Birinci Dünya Harbi’nden evvel); iki harb arası devri, onların otoritelerini son haddine çıkardı.
İkinci Dünya Harbi’nden sonraki ilim ve sanat şöhretlerini, terleyen bıyıklar arasında göremiyoruz. Bu ikinci devrenin şöhretlileri de yaşlılar ve birinci devreden kalanlardır. Arada bir ufuk çizgisi üzerinde bir istîdat hayâleti beliriyor, birkaç ayda kayboluyor (Fransa’da en devamlı genç şöhreti 6 ay sürüyor).
Türkiye’de de yirmi ile otuz yaş arasında adını, yalnız küçük meslek ve dost çevrelerinin değil, bütün memleketin kulağına duyurmaya muvaffak olanlar yok gibidir. Biraz meşhurcalarına da yaşları bilinmeden “genç” deniyor. En genci kırka merdiven dayamıştır.
***
Sebep?
İki dünya harbi.
Bugünün büyük meşhurları Birinci Dünya Harbi’nden evvel yetiştiler.
Bu iki dünya harbi, yirminci asrın bütün inkılâp ve ihtilâllerinin sebep ve netîcelerine sımsıkı bağlıdır. Bunlar dönüm devirlerinin harbleridir.
***
Dönüm devirlerinde değer kasırgaları eser. Hangi değer hükümlerinin gideceği ve yerine hangilerinin geleceği belli değildir. Yeni-eski kavgası şiddetli, eserler zayıftır. Nazariye münâkaşası sanat yaratıcılığının yerini alır.
Dönüm devirleri tereddüt devirleridir. Tereddüt yaratma irâdesini baltalar.
Böyle titrek bir zemin üzerinde ayakta durabilen şahsiyetlere “dehâ” diyebileceğiz. Yeni değerleri de onlar kabul ettireceklerdir.
Benim çok kısa bir yarın için ümitlerim pek büyük. Ufukta gözüme ilişenler de var. Onlar yeni ve zengin bir değer hazînesiyle geliyor. Yaklaşan altın gölgelerine kamaşan gözlerle bakıyorum.
KAYNAKÇA
Peyami Safa, Eğitim Gençlik Üniversite, Sayfa:255, Ötüken Yayınları
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.