İster misiniz Türkiye’deki din eğitimini, sırf birer örnek olsun diye bâzı Avrupa ülkeleri ile mukâyese edelim? Evet, o Avrupa ki ‘Onun aşkına’ her şeyimizi fedâ edip ilericilik ve devrimbazlık adına yemediğimiz ve karıştırmadığımız halt kalmadı.

Elimizde bu konuyu etraflıca inceleyen bir de kitap var. Kitabın adı “Almanya’da, Avusturya’da ve Türkiye’de Din Eğitimi”dir. Hakkı Maviş adında bir Türk yazarı tarafından, yerinde yapılan müşâhedelerden sonra kaleme alınmış. Gerçekten okuyuculara tavsiye edilebilecek güzel bir araştırma…

Bu değerli araştırmadan istifâde ederek bu iki Avrupa ülkesinde ilk, orta ve yüksek tahsil kademelerinde yapılan din eğitimini, Türkiye’dekiler ile kısaca mukâyese etmek istiyoruz. Bilindiği üzere Almanya ve Avusturya’da ilköğretim dokuz yıl sürelidir. Almanya’da ilkokulların birinci sınıfından dokuzuncu sınıfına kadar her sınıfta haftada beşer saat din dersi verilir. Bu beş dersten biri mutlaka kilisede ‘din dersi uygulaması’ tarzında yürütülür. Avusturya’da ise birinci sınıftan dokuzuncu sınıfa kadar olmak üzere, her sınıfta haftada ikişer saat din dersi okutulur. Ya Türkiye’de durum nedir? Bir de ona bakalım. Bilindiği üzere bizde ilkokullar beş yıl sürelidir ve din dersi sâdece dördüncü ve beşinci sınıflarda okutulmaktadır ve haftada sâdece bir saattir. (Bkz. a.g.e. s. 20)

Öte yandan, Almanya ve Avusturya’da bulunan okulların yüzde doksanında ‘din eğitimi ve öğretimi’ mecburîdir. Din eğitim ve öğretiminin ihtiyârî bulunduğu ve yüzde on nispetindeki ‘umûmî liselerde’, din dersi okumak istemeyen dilekçe ile başvurur. Bizde uygulama tersinedir. Bütün okullarımızda din eğitimi ve öğretimi -Anayasa gereği- ihtiyarîdir ve ‘din dersi’ okumak isteyen dilekçe ile başvurmak zorundadır. Alman ortaokul ve liselerinde haftada üç saat, Avusturya ortaokul ve liselerinde ise haftada iki saat din dersi her sınıfta okutulur. Üstelik Almanya’da bu üç saatten biri yine kilisede uygulamalı olarak yürütülecektir. Ülkemize gelince bizim ortaokullarımızın ve liselerimizin sâdece birinci ve ikinci sınıflarında haftada birer saat din dersi okutulur. (Bkz. a.g.e. s. 59)

Yine aynı kaynaktan ve hayretle öğreniyoruz ki bir Alman genci, liseyi bitirdiğinde bin dokuz yüz iki saat, Avusturyalı genç dokuz yüz otuz altı saat, Türk genci ise yüz doksan iki saat din dersi görebilmiştir. Hatta Türkiye’de İmam- Hatip Lisesi mezunu olan bir gencin gördüğü din dersi, saat îtîbârî ile daha azdır. Çünkü İmam-Hatip Lisesi mezunu bin beş yüz dört saat din dersi gördüğü halde normal bir Alman lisesi mezunu bin altı yüz doksan iki saat din dersi okumuş bulunmaktadır. Hayret ki ne hayret! (s. 59)

Gelelim yüksek tahsil kademesine, bugün Almanya’da on yedi yüksek din okulu ile buna ek olarak yine on yedi İlahiyat Fakültesi yâni toplam olarak otuz dört yüksek din eğitimi yapan müessese mevcut bulunmaktadır. Küçük Avusturya’da bile beş adet İlahiyat Fakültesi çalışmaktadır. Bunun yanında bütün Türkiye’de bir adet İlahiyat Fakültemiz vardır. Ayrıca altı adet Yüksek İslâm Enstitüsü kurulabilmiştir. Bu arada, İstanbul Edebiyat Fakültesine bağlı olarak kurulan İslâm Araştırmaları Enstitüsü ile Erzurum Üniversitesinde faâliyete geçirilen İslâmî Bilimler Fakültesinin ‘din eğitimi ve öğretimi konusunda’ fonksiyonel olup olmadıklarını bilmiyorum.

Yazımı, ‘devrimbazların ve ilericilerin’ kulaklarını çınlatacak bir paragrafla bitireyim: Almanya’da ‘kilise vergisi vermeyen veya herhangi bir sebeple kiliseden kaydını sildiren yâhut yazı ve sözle dinsizliğini ilân eden komünistlerin veya dîne düşmanlığı belli olanların cenâze merâsimlerine hiçbir Hıristiyan din adamı ve Hıristiyan cemâati iştirak etmez.’(a.g.e. s. 85-85)

Kaynakça

Arvasi, S, Ahmet. Türk İslam Ülküsü 1. 386-387

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.