Her yer bulunur yolları mâlûm ise! Her hal ve hareket anlaşılır sebebi mâlûm ise. Sebep bilinmedikçe sonuç bilinmez.

Aydın kişinin, milletin kaderini tâyin etme konusundaki önemini kitaplarımızda okuyor, yazılarımızda ve sohbetlerimizde mutlaka geçiriyoruz. Hepimizin ağzına doladığı bu kelimenin gerçekten çok büyük önemi vardır. Aydın kişi eğer gerçekten kendini yetiştirirse ortaya koyduğu fikirlerle birçok insana faydalı olacaktır. Tam tersi şekilde bir durum söz konusu olursa da aydın, kendine faydalı olamadığı gibi etrafındakilere de birçok zarar verebilir. Bu yüzden üzerine aydın gömleğini giyecek kişilerin, topluma karşı olan sorumlulukları oldukça fazladır. Ayrıca kişinin de bu sorumluluğu üzerinde hissetmesi gerekir. Tıpkı İsmail Gaspıralı gibi. İsmail Gaspıralı, kendisi aydın olduğu gibi kurduğu Cedit okullarıyla ardından daha birçok aydın yetiştirmiştir. Bu aydın nesline Ceditçiler diyoruz. Ceditçiler, kendilerini yetiştiren cedit okullarını da yanlarında götürerek milletimizin başka insanlarını da yetiştirmek için farklı yerlere dağılmışlardır. Ceditçiler, aydın kişilerin üzerine alması gereken sorumlulukları fazlasıyla yerine getirmişlerdir. Hatta onların bu durumları Sovyet Rusya’yı çok rahatsız etmiş ve aydınlarımız sorumluluklarının bedelini canlarıyla ödemişlerdir. Sovyet Rusya için oldukça tehlikeli olan Ceditçilerin birçoğunun mezar yerleri bile bilinmemektedir.

Ceditçileri bilmek için önce İsmail Gaspıralı’yı bilmek gerekir. Çünkü bu hareketin kilit taşı İsmail Gaspıralı Bey’dir. İsmail Bey’in sâdece adını bilmek elbette bizim gibi benzer hedefleri olanlara yetmeyecektir. Önemli olan onun fikirlerini anlamak, neye ulaşmak istediğini bilmek ve hedefine ulaşmak için neler yaptığını öğrenmektir. Bu yazımızda öncelikle İsmail Gaspıralı Bey’in hayâtına kısaca değineceğiz. Ardından, başlattığı Cedit Hareketi’nin nasıl bir ortamdan çıktığını, buna neden ihtiyaç duyulduğunu anlamaya çalışacağız ve o dönemde Rusya Türklerine verilen eğitimin durumunu inceleyeceğiz.

Hayâtına Kısa Bir Bakış

İsmail Gaspıralı, 1851’de Mustafa Ağa ve Fatma Hanım’ın çocuğu olarak Kırım’da Bahçesaray, Avcıköy’de  doğdu. İsmail Bey’in “Gaspıralı” olarak anılmasının nedeni, Mustafa Ağa’nın, Yalta’ya bağlı Gaspıra köyünde doğmasıdır. Gaspıralı’nın babası, Rus ordusundan emekli bir teğmendir. İsmail Bey’in fikrî alt yapısının oluşmasında büyük etkisi olan annesi Fatma Hanım ise Kırım’ın asilzadelerinden İlyas Mirza Kaytafoz’un kızıdır. İsmail Gaspıralı, çocukluğunu Kırım’da geçirmiştir ve gittiği ilk okulu Zincirli Medrese olmuştur. Zincirli Medrese, Bahçesaray’da eğitim veren ve 1. Mengli Giray tarafından yaptırılan bir okuldur. 10 yaşına kadar bu okulda kalan Gaspıralı, sonrasında Akmescit’te bulunan askerî koleje devam etmiştir. Oradan Varonej’deki askerî liseye ardından da Moskova Askerî Lisesinde okul hayâtına devam etmiştir.

Târihî akışa baktığımızda İsmail Gaspıralı’nın gençlik zamanları Osmanlı Devleti için çok çalkantılı zamanlar olmuştu. O dönemde devlet artık eski gücüne sâhip olamadığı için sınırlarımız içinde yeni sorunlar meydana gelmekteydi. İsmail Gaspıralı, Moskova Askerî Lisesindeyken Girit’te birtakım karışıklıklar çıkmıştı. Bunun üzerine millî hassasiyetleri yüksek bir genç olan Gaspıralı ve bir arkadaşı, Osmanlı’ya yardım etme düşüncesiyle İstanbul’a doğru yola çıkmaya karar verdiler. Yanındaki arkadaşı ise yine onun gibi düşünen, Litvanya Tatarlarından olan Mustafa Mirza Davidoviç idi. Bu iki arkadaş gizlice İstanbul’a gitmek amacındaydılar lâkin sâdece Odesa Limanı’na kadar gelebildiler ve orada yakalandılar. Yakalandıktan sonra da askerî okula geri dönemediler. Bu olay, Gaspıralı için yeni bir hayâtın kapılarını aralanmıştır ve sâdece kendini değil birçok insanı etkileyecek fikirleri büyük oranda bu dönemden sonra oluşmaya başlamıştır.

Aydın Olma Yolunda

Okul hayâtının sona ermesinden sonra Moskova’dan Bahçesaray’a dönen Gaspıralı İsmail Bey, Zincirli Medrese’de Rusça dersleri vermeye başlamıştır. Bu süre zarfında birçok Rus edebî eseri ve birtakım felsefî kitaplar okuyup zihninde farklı fikirlere de yer vererek kendini geliştirmeye çalışmıştır. Zincirli Medrese’deki görev süresi boyunca modern yöntemlerle eğitim yapan Rus okulunun ve geleneksel yöntemdeki medrese eğitimini mukayese etmiştir. Birçok farklı konuda karşılaştırma yapacak ortama sâhip olan Gaspıralı’nın kendini iyice sorgulaması ve millî kimliği üzerine düşünmesi de bu süreçte olmuştur.

Kendisinin de mensup olduğu Müslüman Türk dünyâsının, dünyâdaki birçok gelişmeden habersiz yaşamasının ve halkın kendini gerçekleştirmek için herhangi bir şuura sâhip olmamasının farkında olan İsmail Gaspıralı, Rusların ve özellikle de Batı dünyâsının her bakımdan güçlü ve bilgili olduğunu da biliyordu. Batı dünyâsının bu kadar ilerlemesine neyin sebep olduğunu daha iyi anlamak için Zincirli Medrese’de yaptığı görevi bittikten sonra Avrupa seyahatine çıkmıştır. İlerlemenin sebebini anlamak için özellikle Paris’te bir süreliğine yaşamıştır. Paris’te Rus edebiyatçı İvan Turgenyev’in asistanlığını yapmış ve geçimini sağlamak amacıyla tercümanlık yapmıştır. Bu sırada Namık Kemal ve Şemsettin Sami ile tanışmış, onlardan etkilenmiştir.

Avrupa’da edindiği bilgiler onun için büyük bir ders niteliğinde olmuştur. Batı’yı yerinde incelemesi kendi işine yarayacak bilgileri yerinde toplaması Gaspıralı’nın fikirlerine yeni yönler vermiştir. Avrupa’daki gelişmenin sâdece ilim ve teknikle olmadığını, bunun yanında toplum hayâtındaki birçok meselenin yoluna koyulması gerektiğini ve özellikle toplumdaki adâlet kavramının önemli olduğunu öğrenmiştir. En önemlisi bütün bunlara giden yolun eğitimden geçtiğini, eğitimin de yeni yöntemlerle ve ilme uygun olacak şekilde yapılması gerektiğinin farkına varmıştır.

İsmail Gaspıralı Bey, milletinin içinde bulunduğu durumu iyi biliyordu ve bundan rahatsızdı. Bütün bu çabası da kendi milleti içindi. Rus hâkimiyeti altında yaşamakta olan Rusya Türkleri için eldeki şartlar göz önünde tutulduğunda da kurtuluş, sâdece eğitimle mümkün olabilmekteydi. Kalkınmanın da büyük çoğunluğu eğitim yoluyla yapılabilirdi. Birden fazla insana eğitimle temas edilebilirdi. Gaspıralı’nın işi insanla olmuş ve bu yüzden halktan hiç uzak kalmamıştır. Aksine halkın içine karışmak için âdeta fırsat kollamıştır. Her türlü sosyal ortama girerek fikirlerini insanlara anlatmaya çalışmıştır. Ayrıca sâdece kendisi konuşmamış halkın ne dediğiyle de ilgilenmiş, insanlarla mutlaka sohbet etmiş ve diğerlerinin düşüncelerine büyük önem vermiştir. Böylece aydın kimliğini bize bir kere daha ispatlamıştır.

Rusya’daki Türklerin Eğitimleri Nasıldı?

Rusya Türklerinin o dönemde aldıkları eğitim, oldukça eski yöntemlerle yapılıyordu. Buna “usûl-i kadim” deniyordu. Geleneksel yöntemlerle uygulanan eğitim, şehirde medreselerde; köylerde ise câminin yanındaki mektepte yapılmaktaydı. Derslerde sâdece okuma yazma öğretiliyor, ilmihal bilgisi veriliyor ve Kur’an’dan bazı sûreler ezberletiliyordu. Hal böyleyken Türk öğrenciler, aldıkları eğitim dolayısıyla bilgisiz, ülküsüz ve kendinden bîhaber olarak yetişiyordu.

Öğrencilerimiz Arapça eğitim görüyorlar ve bilgileri ezberledikleri için de sağlıklı bir öğrenme gerçekleştiremiyorlardı. Hatta mezun olduklarında normal bir yazıyı bile okumakta zorluk çekiyorlardı. Yapılan eğitimin belli bir planı programı yoktu. Dersler öğrencilerin yaş gruplarına göre oluşturulmadığı için direkt ağır konulardan başlanıyor, bunun sonucunda ise öğrenciler sıkılıyor ve dersten soğuyorlardı. Ayrıca sıkıldıkları için başka şeylerle ilgileniyorlar ve en sonunda üstüne bir de cezâ alıyorlardı. Bu durumların sonunda ise öğrenciler mektepten iyice kopuyorlardı.

Öğrenciler, eğitim sürecinin en önemli basamaklarından olan ve öğretmene öğrenci hakkında geri bildirim verecek herhangi bir ölçme değerlendirmeye yâni sınava tâbi tutulmuyorlardı. Mektep hocaları, öğrencilerinin neyi öğrenip neyi öğrenmediklerini de bilmiyorlardı.

Kısaca bütün bunlara baktığımızda yapılan eğitimin kalitesinin düşük olduğu anlaşılmaktadır. Müslüman Türk çocuklarına verilen bu eğitimle, Gaspıralı’nın hedeflediği kalkınma gerçekleştirilemez halka herhangi bir şuur kazandırılamazdı. Verilen eğitimin bize bâzı sûreleri ezberden okutmak dışında herhangi bir faydası yoktu.

Ruslar, kadim okullarına karşı tepkisizdiler. Okulların böyle olması hâliyle onların ekmeğine yağ sürülmesi demekti. Rusya Türklerini uyandıracak, onlara kendilerini hatırlatacak, öğrencilere yeni ufuklar açacak herhangi bir ders verilmiyordu. Çünkü okulun ilmî gelişmelerden uzak bir eğitim uyguladığı ortadaydı. Öğrencilere, Gaspıralı’nın Avrupa’daki eğitim hakkında çıkardığı derslerin tam zıddı bir yöntemle eğitim veriliyordu. İlimden çok uzaklarda bir yerde hâlâ ezberleme yöntemiyle eğitilen çocuklardan düşünmeleri nasıl beklenebilirdi. İşte İsmail Gaspıralı için artık taşlar yerine oturmaya başlayacaktı. Ulaşılması gereken bir hedef vardı ve bu hedefe giderken değişmesi gereken, yenilenmeye ihtiyâcı olan bâzı kurumlar vardı. Öğretmenlik yaptığı zamanlar bâzı karşılaştırmalar yaptığını söylemiştik. Avrupa’da bulunduğunda da eğitimler ve okullar hakkında yeni bilgilere ulaştığını da biliyoruz. Artık yapılması gereken şey belliydi. Aydın kişi olan Gaspıralı, hedefine ulaşmak için yeni bir yol bulmalıydı. Bu yolun da ne olduğunu çok iyi biliyordu. Bu yol insanı işlemek, insanımıza kendini hatırlatmak yoluydu. Bu yol, insanımızı karanlıklar içinden çıkarmak yoluydu.

Her fikir içinde bulunduğu şartlardan doğar. Cedit hareketi de Rusların ve kadimci geleneğin oluşturduğu kötü bir ortamda yeniden diriliş hareketi olarak doğdu. Sonraki yazımızda Cedit okullarında nasıl bir eğitim uyguladığını ve eğitimde nelere dikkat edildiğini değerlendirip anlatmaya çalışacağız.

KAYNAKÇA

(1) Gaspıralı, İsmail. Seçilmiş Eserleri-4: Eğitim Yazıları. Neşre hazırlayan: Yavuz Akpınar. Ötüken Neşriyat. İstanbul 2017.

(2) Bağdagül, Kır. İsmail Gaspıralı’nın Medeniyet Anlayışı. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi. C. 8. S. 1. 2021. sf 391-411.

(3) Gamze, İme. Türk Çağdaşlaşma Sürecinde İsmail Gaspıralı Önderliğinde Başlatılan Usul-i Cedit Hareketinin Rolü. Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Bölümü. 2022

 

 

 

 

 

 

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.