Dünkü gazetelerde Levent çetesinin mârifetlerini okudunuz. Çoğu zengin ve münevver âilelere mensup lise gençlerinden 6-7 kişilik bir grup yakalandı. Bu genç çocuklar birkaç evden 100 bin lira değerinde eşya çalmışlardır.
Bu, günlük zabıta vakası değil, bütün dünyâyı saran bir gençlik buhrânının bizdeki işâretlerinden biridir.
Her memlekette, 18 yaşından küçük genç çocukların kurduğu çeteler, hırsızlıktan cinâyete kadar her çeşit suçu işlemektedir. Birleşik Amerika’da bu suçların sayısı yılda 300 bini aşıyor. UNESCO’nun Paris’te toplanan Milletlerarası Suçları Önleme Kongresinde 20 memleketin temsilcileri bu konuyu incelemişler. Her memleketin diline göre bu çetelerin adı var. Sovyetler Birliği’nde Stiliagin, Polonya’da Huligans, Amerika ve İngiltere’de Teddy-Boys, İtalya’da Vitelloni, Japonya’da Taizo-Zoku isimlerini aldıklarını evvelce de yazmıştım. Bu çetelerin Fransa’daki adı Blousons Noirs’dır ve bütün çocuk suçu uzmanlarını, pedagog ve sosyologları, dernek, dergi ve gazeteleri bu mesele üzerinde incelemelere sevk etmektedir. Okuduğum raporlardan ve makâlelerden süzebildiğim başlıca hükümleri özetlemeye çalışayım:
2. Cihan Harbi’nden sonra bütün dünya gençliği îmansız ve ümitsiz bırakılmıştır. Okul ve âilelerin çoğunda ahlâk ve din eğitimi çok zayıf olduğu gibi refahlı âilelerde çocuklara ve gençlere fazla yüz verilmektedir. Bir dedikleri iki edilmez. Ayrıca, bizdeki Levent gibi yeni kurulan ve toplu bir hayat yaşanan mahallelerde, gençler kolayca devamlı gruplar teşkil edebiliyorlar. Bunlardan hangisinin başına ahlâksız ve zeki bir çocuk geçerse, ötekileri telkini altına alıp bir çete kurabilmektedir.
İleri sürülen sebepler arasında, gazete, dergi, radyo, televizyon ve sinemalarda çocuğun hayâline boşaltılan mâcera ve gangsterlik romanlarının, film ve resimlerinin tesirleri de vardır. Bunlardan başak buluğ çağındaki ruh ve sinir bozukluklarıyla, alkolizmle ve kötü alışkanlıklarla yeter derecede mücâdele edilmemesi de öne sürülüyor.
Gösterilen çâreler, bütün bu sebepleri ortadan kaldırmaya çalışmakla beraber her yerde çocuk ve gençlik kulüpleri açılmasıdır. Bu ihtiyacı bizde en kuvvetle hisseden ve harekete geçen idâre adamı sabık vâli ve belediye reisimiz Mümtaz Tarhan’dı. Tek adamın himmetiyle değil, bütün maarif, adliye, emniyet, belediye ve eğitim, sosyoloji, basın makam ve teşekküllerinin gönderecekleri temsilcilerden mürekkep komisyonlarla halledilebilecek, çok cepheli, çapraşık ve büyük bir dâvâ karşısındayız: Gençlik tehlikededir!
KAYNAKÇA
Safa, Peyami. Eğitim Gençlik Üniversite. Ötüken Neşriyat. Sf 291.
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.