Dil bir milleti meydana getiren unsurlardan ve millî bütünlüğümüzü sağlayan özelliklerden biri ve önemlisidir. Bir milletin millî, manevî değerleri dil vasıtasıyla nesilden nesile devam eder. Tarih bize gösteriyor ki bir milletin kurduğu devlet zamanla yıkılabilir, yaşadığı vatan parçası elden gidebilir; fakat konuştuğu, sahip olduğu dili yaşıyorsa o millet çökmemiştir, tarih sahnesinden silinmemiştir. Bu itibarladır ki konumuz olan Türk dili Türk’ün en aziz ve en kıymetli varlığı ve fertlerini birbirine bağlayan sevgilerini dile getiren biricik unsurdur.
Türk dilini sevmek ve anlamak için önce Türk milletini tanımak ve sevmek gerekir. Nitekim Kaşgarlı Mahmut bundan 9 asır önce Türk dili için şunları söylüyordu: Türk dilini öğreniniz çünkü Türklerin uzun sürecek saltanatı olacaktır.
İşte bu milletin fertleri de asırlarca duygu ve düşüncelerini inci misali kelimelerle düşünmüş, duymuş, birbirlerini onlarla sevmiş, onları millî bir sanatla işleyerek güzelleştirmiştir. Türk dilinde zorla kabul ettirilmek istenen uydurma kelimler yoktur ancak atalarımızın yaptığı fetihler dolayısıyla yapılan kültür alışverişinde diğer milletlerin dillerinden alınan kelimeler Türkçenin sesine, mimarisine, estetiğine uygun bir tarzda işlenerek söylenmiş ve bugüne kadar gelmiştir. Mesela büyük Türk şair Yahya Kemal Beyatlı bir yerde “Bu dil ağzımda annemin sütüdür” diyerek çok sevmiştir.
Ben burada güzel Türkçemizin gramerinden, yani fonetik ve sentaksından bahsetmeyip bu hususu dil uzmanlarımıza bırakmak niyetindeyim. Zira daha önce bu konuyu Orkun dergimizde Prof. Dr. Necmettin Sefercioğlu büyüğümüz sık sık işleyerek dile getirmiştir. Bu yazımda sadece fertlerin, konuşma dilimizde bilerek veya bilmeyerek yanlış kullandığı kelime ve deyimlerden söz etmek isterim. Misal:
Birçoğumuz alışverişte satın aldığı eşya veya malzeme için “Borcum ne kadar yaptı?” diye sormaktadır. Oysa daha Türkçesi “Borcum ne kadar? Ne vereceğim?” şeklinde olmalıdır.
İki kişi birbirine randevu verirken “Filan yerde saat on iki buçuk gibi buluşalım” demekteler. Oysa bu da yanlıştır. Doğrusu şöyle olmalıdır “Saat yarımda filan yerde buluşalım” burada yanlış olan gibi kelimesidir. Buna gerek yoktur.
“İltihap” yerine galat olarak bilmeden “intihap” denmektedir.
“Hafriyat” kelimesi de yanlışlıkla “harfiyat” olarak yazılıp söylenmektedir.
“Okey” yerine “pekala” denmesi daha doğrudur.
Birbiriyle vedalaşırken “bay bay” yerine “güle güle, hoşça kalın denmesi gerekir.
Bazı uzun isim ve sıfat tamlamalarında sayısız gramer yanlışlıkları olmaktadır. Mesela “Çalgı yapım bölümü” değil “Çalgı yapımı bölümü” yazmalıyız.
Fransızca bir kelime olan “pardon” yerine “affedersiniz”, “lanse etmek” yerine “ortaya çıkarmak”, “anons etmek” yerine “bildirmek, ilan etmek, yaymak”, “amblem” yerine “belirti, işaret”, “problem” yerine “mesele” vs. İşte bunun gibi yüzlerce örnek verilebilir. Zira bu kötü alışkanlık ve yanlışlık böyle devam ederse dilimiz fakirleşir. 150-200 kelimeden ibaret bir kabile dili elimizde kalır. Aynı zamanda güzel Türkçemiz ve milli kültürümüz zavallı hale gelir.
Büyük Atatürk, Türk dilini bozanlara şiddetle karşı idi. Mesela bir gün Çankaya’da bir toplantıda Dil Kurumu üyelerine şöyle demiştir:
Arkadaşlar, kitap, kâtip, mektup benim; yektübü, lemyektüp Arap’ındır.
O, dil konusunda tasfiyeci olmayıp uydurmacılığa ve arı dile daima karşı çıkmıştır. O, sade, güzel ve muasır seviyeye yükselmiş bir Türk dili istiyordu. Bu vesile ile akademik çalışmaları seviyor, çalışanları daima teşvik ediyordu.
Bugün aydın olmanın ilk şartı ve ölçüsü; dilimize yani güzel Türkçemize sahip çıkmak onu konuşma ve yazı dilinde en doğru şekilde kullanabilme ile mümkündür. Bu vazife evvelemirde okulların üstüne düşen önemli bir iş olup dilimize hâkim olmaktan geçer. Aksi takdirde bu zengin dilimiz fakirleşecek, kültür hazinemizin değerli eserlerine yabancı bir gençlik yetişecek ve bunun vebali de eğitim kademelerindeki sözde aydın, Batı hayranı gafiller ve hatta amiyane tabirle içimizdeki diplomalı hainlerin omuzlarına bir kambur gibi yapışacaktır.
Bu böyle biline.

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.