Masallar, halkın ortak ürünleri içerisinde yer alan mahsullerdir. Halka mâl olan masal, başlı başına hayal ürünü olan bir türdür. Bu bağlamda masalların içerisinde yer alan mitolojik unsurlar vardır. Masalların içerisinde bulunan ve aynı zamanda Türk mitolojisinde yer edinen türler; hayvanlar, bitkiler, nesneler olarak bilinmektedir. Türk mitolojisi, diğer milletlerde de olduğu gibi özüne has, binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan zengin ve renkli bir tanrı, kültür, devlet anlayışına sahiptir. Bu mitoloji, Türk toplumunun derin köklerine uzanmış ve tarih boyunca şekillenen birçok sembol ve hikâyeleri kendi içinde barındırır. Bu sembollerden bazıları, Türk mitolojisinin en bilinen tasvirleri olan at, kurt, kartal, geyik vs. gibi birçok hayvanlardır.
Bu makalede; at ve kurdun Türk mitolojisindeki yeri nedir, neden Türklerin gönlünde yer almıştır gibi soruları cevaplandırmaya çalışacağız. Öncelikle tüm bunların mitolojik unsurlar ve tarihî sürecine bir göz atalım. Ayrıca, at ve kurdun tarihi ve içtimai bağlamlardaki önemini vurgulayarak okuyuculara, Türk mitolojik hikayelerin dokusunu örüp Türk kültürünün temel taşlarından birini oluşturan bu sembollerin gizemli dünyasına bakalım.
Yüzyıllar boyunca insanlığın hayatına dokunan mitolojiler, bir kültürün derinliklerindeki anlamı ve sembolizmi keşfetmek için çok değerli bir kaynaktır. Türk mitolojisi de bu zenginliklerle dolu, mistik bir dünyaya kapı aralar. Bu eski mitoloji, binlerce yıldır kendi varlığını sürdüren dünyanın en kadim milleti Türklerin, düşünce dünyasını ve kültürel mirasını yansıtır. At ve kurt; Türk mitolojisinde yol gösterici olmanın, uzağı yakın yapmanın, bir grup halinde yaşamanın, yiğitliğin, gücün, hâkimiyetin ve hükümdarlığın sembolüdür. Özellikle canlı varlıklar, Türk mitolojisinde Tanrı’nın bir mucizesi olarak görülür. Onlara her baktıklarında tanrıyı hatırlarlar ve onlarda onu görürler ki bu nedenle Türklerin onlara zarar vermek gibi bir gayesi de hiç olmaz.
Türk Mitolojisinde At
Atlar, Türk mitolojisinde güçlü bir simge olarak yeri vardır. Binicilik kültürü de ilk olarak Türklerde oluşmuştur. Türk kültüründe atlar; güç, hız, dayanıklılık, cesaret ve sadakat gibi değerleri simgeler. At üzerindeki ustalık, savaşlarda büyük avantaj sağlamıştır. Türklerin göçebe yaşam tarzı ve savaş kültürü, atın etkisini arttırmış ve onu sevilen bir hayvan haline getirmiştir. Bu nedenle at, Türkler için bir dost, arkadaş, savaşçı ve yol arkadaşı olarak kabul edilir.
Türkler atlarla ilgili pek çok destan, atasözü ve deyim oluşturmuştur. Bunlar, Türklerin hayatında yaygın olarak kullanılmış ve bugün bile halk arasında kullanılmaya devam etmektedir. At, sözlü edebiyatın önemli bir malzemesi olarak da karşımıza çıkmaktadır. Destanlar, atasözleri ve deyimlerde at; çok yönlü bir şekilde yer almaktadır. Bu nedenle, Türk kültüründe atlarla ilgili sözler ve hikayeler, Türklerin kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Gelin hep beraber bakalım:
Dede Korkut Kitabı’nda alpların atlarıyla anılması ve Bamsı Beyrek’in atı için “At demezem sana, kartaş derem, kartaşumdan yeg. Başuma iş geldi yoldaş direm yoldaşımdan yeg. (At demem sana kardeş derim, kardeşimden yeğ. Başıma iş gelse yoldaş derim yoldaşımdan yeğ) söylemi hem bir alp için atın özel bir kişiliğe sahip olduğunu hem de atla ilgili eski Türk geleneğinin sonraki dönem eserlerinde devam ettiğini göstermektedir.
Divan-ü Lügat-it- Türk’te geçen “Kuş kanatın er atın” (Kuş kanadı ile er atı ile). Dede Korkut’ta yer alan “At işler er öginir, yayan eriñ umudı olmaz” (At işler er övünür, yayan erin ümidi olmaz).
Kırgız atasözünde ise “At erdin kanatı” (At erin kanadı). Kazak atasözünde ise “Er atımen, quş kanatımen” (Er atıyla, kuş kanadıyla). Türkmen atasözü olan “At barın, ganatı bar” (Atı olanın kanadı olur) ve Azerbaycan atasözünde ise “Quş qanatsız Türk atsız olmaz, quş qanatla, er atla”(Kuş kanatsız, er atsız olmaz) gibi atasözleri tarihi eskilere dayanan atla ilgili ortak kültür, anonim ürünlerinin zenginliğini gösterir.
Atın başlangıçtan itibaren Türkler için ne denli önemli bir hayvan olduğu, Türklerin ilk yazılı kaynakları olan Orhun Abidelerinde tüm açıklığıyla ortaya çıkar. Abidelerde Türk’ün at ile olan yakınlığı, hatta kader birlikteliği çok açık bir şekilde görülmektedir. Ayrıca, mezar kazılarında Göktürk süvarilerinin atları ile gömüldüğü bilinmektedir. Başka bir âleme kader arkadaşı olan atıyla birlikte giden, Türk’ün at ile olan yakınlığını bundan daha iyi ifade eden bir şey olamaz.
At, Türk kültüründe erk bir hayvandır. Kahramanın masal ve mitolojideki yardımcısıdır. Yol gösterici, sadakatli ve kahramanı bir yerden bir yere ulaştıran yârendir. At; anlatıların içerisinde yer alan kahramanın yardımcısı ve güçlü, hızlı bir hayvandır. Türk mitolojisinde yer alan at, gökte ve yeraltında yer almıştır. Dolayısıyla kahraman ile at arasında bir bağ kurulmasını sağlar. Türk mitolojisine göre şamanı kutsal güçlerin yanına götüren, Tanrı’nın yanında bulunan at, ölümün ve sezginin sembolüdür, gökyüzünde de yeryüzünde de yeri vardır. Tanrı’nın insana yardım etmesi için onun varlığı gerekmektedir. Esrarengiz bir âlemi yeryüzünde temsil eden hayvandır. Şamanın ve insanların en iyi dostudur. (Seyidoğlu,1996: 55).
At anlatıların içerisinde sadakatli, kahramana eşlik eden bir hayvandır. Birlikte bir serüvenin içerisindeki yolculuğa tanık olan bir yapısı vardır. Türk mitolojisinde ve destanlarında cet/ata, koruyucu/hami, bilge ve yol gösterici gibi pek çok fonksiyonu olan at, Türk masallarında başlı başına bir tip olmamakla birlikte birçok masalda asıl kahramanın gerçek dostu ve yardımcısı olarak yer alır. At, insan gibi konuşarak kahramanı zor durumlardan kurtarır. Atın masalın içinde kahramanın yardımcısı olarak görünen aynı zamanda anlatıların içinde kahramanın yaşadığı zorluklara göğüs geren bir yönü bulunmaktadır. (Bakırcı, 2014: 41).
Toplumumuzda ata verilen değer ve at sevgisi binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Türk mitolojisine göre at, Tanrı’yı görmüş ona yakın olmuştur. Kâinatın sırlarına vâkıftır. Aynı zamanda insanlara da yakındır. Onların iyiliğine yardımcı olmuştur. Bu temel inanışların sonucu at, Türk toplumunda değer görmüş ve Türkler tarafından sevilmiştir. Binicilik kültürü Türklerin hayatında at koşarken üstünde sırt çevirip yay germek, ok fırlatmak, at üstünde tehlikeli gösterişler yaparak at üstündeki maharetini göstermiştir. Türk mitolojisinde ve kültüründe diğer hayvanlardan ayrıcalığı da Türklerin geleneksel düğünlerinde, gelin ve damadın at üzerinde taşınmasıdır. Ayrıca, Türklerin geleneksel sporlarından biri olan cirit oyunu da at üzerinde oynanır. At, bozkır-göçebe yaşam tarzı geleneğinden gelen ve bağımsızlığına düşkün olan Türk toplulukları için tarih sahnesine çıktıkları karanlık çağlardan motorlu taşıtlar icat edilene kadarki sürede önemli bir hayvan olarak mevcudiyetini korumuştur. Türk mitolojisinde sıklıkla kullanılan sembollerdendir ve çeşitli mitolojik hikayelerde yer almış, Türk’ün gönlünden “At Türk’ün kanadı” olarak yer edinmiştir.
Türk Mitolojisinde Kurt
Bozkurt Türk, mitolojisinde kutsal hayvan ve ulusal sembol olarak değer verilmektedir. Bozgurt (Boşkord, Puşgurt) olarak da söylenir. Bozkaskir, Calkurd sözcükleri yine aynı anlama gelir. Gök kurt veya Gökbörü/ Kökbörü tabiri de yine niteleyici olarak kullanılır. Yol gösterici, kutlu kurt, tüm Türk boylarının ortak totemidir. Bazı Türk boyları, soylarının bu kutlu varlıktan türediğine inanırlar. Kurt sürülerinin başında bulunup idare eden kurtlara da Gökkurt denilir. Kaşkır ve Börü kelimeleri de değişik lehçe ve şivelerde kurt anlamına gelir.
Liderliği, kudreti, bağımsızlığı, cesareti, sadakati ve kurnazlığı temsil eden kurt; Türklerin güçlü bir sembol olarak bin yıllar öncesinden destanlarında, hikayelerinde ve mitolojisinde kullanageldiği kutsal bir varlıktır. Mitolojik hikayelerde kurt genellikle bir avcı, bir kahraman veya bir koruyucu olarak görülür. Örneğin Bozkurt Destanı’nda, kurtlar Türklerin atalarıyla özdeşleşmiş ve onlara güç ve kudret veren varlıklar olarak tasvir edilir. Geçmişte Türkler, toplum olarak bir düzen halinde kendi varlıklarını devam ettirirlerken doğadan da dersler almışlardır. Onların yaşadığı bölge öncelikle doğayla bir olması sebebiyle orada yaşayan canlılardan etkilenmişlerdir. Bunun örneği: Kurtlar, toplu halde yaşadıkları ve içlerinden güçlü olanı sürüye baş olabilecek bir lider olarak seçerler. Bunu gören Türkler, bozkırda kendilerini hem doğaya hem vahşi hayvanlara karşı veyahut kendilerine tehdit görünen herhangi olumsuzluğa karşı koruması için lider seçmiştir.
Kurtlar, tek eşli ve ölünceye kadar eşine sadık kalmalarıyla bilinirler. Bu özellik, Türk toplumunda da değerli görülen bir özelliktir. Sadakat, Türk kültüründe önemli bir yer tutar ve özellikle aile bağları, dostluklar ve vatanseverlik gibi konularda vurgulanır. Kurtların avlarını eve taşıyarak yavrularını beslemesi de Türlerin aile içindeki sorumlulukları paylaşmasına benzemektedir.
Kurtların avlama tekniklerini yavrularına öğretmeleri, Türk toplumunda da miras ve kültürel değerlerin aktarılmasıyla benzerlik gösterir. Türkler, geçmişten gelen tecrübeleri gelecek nesillere aktarmayı önemserler ve bu da toplumsal dayanışma ve birlik duygusunu güçlendirir. Ayrıca, kurtlar genellikle sessiz ve dikkatli avcıdırlar. Bu özellikleriyle Türklerin sabır, dikkat ve strateji gerektiren durumlara yaklaşımını temsil edebilirler. Kurtlar, doğaya uyum sağlayarak yaşamlarını sürdürürler, bu da Türklerin doğaya saygı duyan ve çevreye uyumlu bir yaşam tarzını benimsemesini yansıtabilir. Türklerin kurtlardan esinlenerek birçok değeri ve yaşam tarzını benimsemesi, kültürel ve sembolik bir zenginliğin ifadesidir. Kurt, Türk halkının bir araya gelerek ortak bir amaç uğruna mücadele etme ve dayanışma içinde olma gücünü de vurgulamaktadır. Bozkurt, tek başına güçlüdür ancak bir sürü halinde daha da güçlü hâle gelir. Bu da Türk toplumunun birlik ve beraberlik içinde hareket etme felsefesini yansıtmıştır.
Bozkurt, Türklerin tarih boyunca yaşadığı zorlu koşullara ve dışarıya karşı direnişlerine de atıfta bulunur. Türkler, bağımsızlık ve özgürlüklerini korumak için sık sık mücadele etmişlerdir ve bugün Bozkurt sembolü de Türkler içinde mücadele ruhunu temsil etmektedir. Bozkurt sembolizmi Türklerin at üzerindeki özgür yaşamını, bağımsızlık arayışını ve direniş ruhunu etkileyici bir şekilde temsil eder. Türk mitolojisinde derin bir kökene sahip olan bu sembol, Türk halkının kimliğinde güçlü bir yer tutmuş ve onların birlik ve dayanışma içinde hareket etme gücünü simgelemektedir.
Ayrıca kurt adı halkın masallarında ortak ürünleri içerisinde yer alan mahsullerin içinde daha çok yer almakta. Halka mal olan masal, tamamı hayal ürünü olan bir türdür. Bu bağlamda masalların içinde yer alan mitolojik unsurlar vardır. Masalların içinde, Türk mitolojisinde yer edinen hayvanlar, bitkiler, nesneler kullanılır.
Konuyla ilgili olarak Türk dünyasında yapılan bir araştırmadan anekdot paylaşalım:
“Kur;t özellikle Amerika, Avrupa ve İskandinav ülkelerinde yaban hayatının sembolü olmuş ve tehlikeli, korku salan bir hayvan olarak algılanmaya başlanmıştır. Batı kaynaklı hikâyeler ve çizgi filmler de öğrencilerin kurt algılarını etkilemektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda kurdun ekosistemdeki önemi üzerinde durulmakta ve öğrencilerin kurt algıları belirlenip eğitim sistemiyle olumlu tutum geliştirilmeye çalışılmaktadır. Çalışmamızdaki amaç, Türk dünyasındaki çocukların kurt algılarını belirlemektir. Bu amaçla Türk dünyası üç ana bölgeye ayrılmıştır. Birinci bölge; Anadolu ve çevresini içeren Türkiye, KKTC, Kafkasya, Balkanlar, Suriye, Iran ve Irak Türklerinin yasadığı alanı kapsamaktadır. İkinci bölge; Tatar, Başkurt, Çuvaş, Özbek, Kazak, Kiriz, Türkmen ve Uygur Türklerinin yasadığı alanı içermektedir. Ucunu ve son bölge ise Altay, Tuva, Hakas, Yakut, Şor ve Teleüt Türklerinin yaşadığı alan olarak tespit edilmiştir. Her uç bölgeden toplam 200 öğrenci ile nitel olarak veriler toplanmıştır. Türk mitolojisinde önemli yere sahip kurtla ilgili destanların ve halk inanışlarının öğrencilerin kurda karşı olumlu tutum geliştirmelerinde etkili olduğu görülmüştür.” (İlyas Topsakal 30 Nisan 2019)
Kurt aynı zamanda Türk kültüründe birçok deyim ve atasözünde de yer alır. Örneğin, “Kurt, kuzu sürüsüne karışmaz” atasözü, kurdun bağımsızlığını ve gücünü vurgular. Ayrıca, Türk halk müziğinde de kurt temalı birçok eser bulunmaktadır. Kurt, Türk kültüründe derin bir anlam taşıyan ve toplulukların kimliği, değerleri ve inançlarıyla sıkı bir şekilde ilişkili olan canlıdır. Tüm bu nedenlerden dolayı, hayvanlar Türk mitolojisi ve kültüründe önemli bir yere sahiptir. Atlar, kurtlar ve diğer hayvanlar, Türk kültüründe derin sembolizme sahip olan önemli figürlerdir. Bu hayvanlar, Türklerin tarihinde ve geleneklerinde kısacası gönlünde kocaman yer edinmişler ve Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olmuşlardır.
At Türk’ün kanadıdır. Bozkurt Türklüğün sembolüdür.
KAYNAKÇA
Beştaş, N. (2023). Türk Mitolojisinde Masallar Kitabındaki Hayvanlar, Bitkiler ve Nesnelere Dair İnceleme. Uluslararası Sosyal Araştırmalar ve Ulusal Eğitim Dergisi. 7(4), 31-48.
Prof. Dr. Bahaeddin ÖGEL (Türk mitolojisi I-II cilt) Türk Tarih Kurumu.

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.