DÜNDEN BUGÜNE

0
(0)
DÜNDEN BUGÜNEMümtaz Turhan

Türk milliyetçiliği, her ne kadar son senelere nazaran hareketli ve yaygın görünüyorsa da henüz tatmin edici olmaktan uzaktır. Zira, büyük bir nispette hissi seviyede kalmış olan milliyetçiliğimiz hala sistemli bir fikri muhtevaya kavuşamadığı için birleştirici rolünü ifa edememektedir. Onun için harici hadiselere bağlı kalarak vakit vakit alevlenip sönükleşmektedir.

Milliyetçilik, birçoklarının inandırmak istediği gibi ne bir moda fikir ne de bir tarikat değildir. Milliyetçilik, hedefleri gayet sarih, gayet muayyen sosyal realiteler olan bir fikir manzumesidir. Binaenaleyh onu bu seviyede ele alıp geliştirmedikçe kendisinden bekleneni elde etmek mümkün değildir. Milliyetçiliğe, Türkiye’de de bu modern fonksiyonunu kazandırabilmek için onun menşeine kadar inmek, Avrupa’da meydana çıkış tarzına kısaca bir göz atmak icap etmektedir.

Bundan takriben otuz sene evveline kadar milliyetçilik, muhtelif meslek mensupları (feylesoflar, tarihçiler, sosyologlar, coğrafyacılar, siyaset adamları ve ilh.) tarafından nazari olarak birbirini tutmayan, birbirine zıt ve hayali bir şekilde izah edilmeye çalışılmıştır. Milliyetçiliği meşru göstermek ve izah etmek maksadıyla ortaya atılan bu nazariyeler, zihinleri karıştırmaktan başka bir şeye yaramamıştır. Bu tamamıyla spekülatif izah bizde de menfi tesirler göstermiş, münevverleri tereddüde düşürmüştür.

Halbuki son otuz sene zarfında içtimai ilimlerde, bilhassa psikoloji, sosyal-psikoloji, sosyoloji ve antropolojide muazzam gelişmeler olmuştur; tıpkı bundan takriben yüz sene evvel tabiat ilimlerinde olduğu gibi içtimai ilimlere de tecrübi metotlar tatbik edilmiş, bu sayede muayyen sahada yüzde 10 hata ile önceden kestirme, yani kehanette bulunma mümkün olmuştur. Bu muazzam gelişmelerden habersiz olan münevverlerimiz hala bundan yetmiş-seksen sene evvelki bilgilerin tesiri altındadır. Milliyetçilik de bu tarihe karışmış bilgilere göre tefsir edilmektedir.

Bugünkü modern bilgi ve anlayışa göre milliyetçilik, uzun bir tarihi ve içtimai oluş neticesinde millet haline gelmiş, millet bünyesini kazanmış cemiyetlerde beliren bir benlik, var olma şuururdur. Yoksa bir gecede meydana çıkmış moda bir fikir değildir. Hakikatte Avrupa’da dinî imparatorluklar, bilhassa Şarlman İmparatorluğu dağıldıktan sonra, henüz milliyetleri belli olmayan sayısız beylikler (feodaller), küçük cemiyet ve gruplar meydana çıkmıştır. Bunlar kâh halkla kralın birleşerek … bertaraf etmek, kâh asıl … halkın birleşerek kralın nüfuzuna set çekmek suretiyle daha geneiş, daha büyük gruplaşmalar halinde birleştiriliyordu.

Avrupa’da istikbalin milletlerine nüve teşkil edecek olan bu birleşmeler esnasında millet topluluğunun en sağlam mesnedini teşkil eden milli kültürün de temelleri atılıyordu. Bu tarzda Avrupa’da 5-6 asırlık bir gelişme sonunda ilk defa millet haline gelen iki memleket İngiltere ve Fransa olmuş ve ilk milliyetçilik bu memleketlerde bir milli şuur, bir benlik şuuru halinde 19. asrın başlarında (1815’te) belirmişti.

Avrupa’nın diğer milletlerinde, bilhassa Almanya ve İtalya’da ise milliyetçilik, Fransa ve İngiltere’yi örnek olarak almış, onlar gibi bir millet olma ve müşterek milli bir kültüre kavuşmayı gaye edinmiştir. Şu hâlde görülüyor ki Avrupa’da milliyetçilik, birbirinden ayrı iki hissin ifadesi olmak üzere birbirinden farklı iki tip halinde ortaya çıkmıştır.

1- Millet olmuş, milli, müşterek bir kültüre kavuşmuş, merkezî bir hükümeti muayyen hudutları olan milletlerde milliyetçilik, milli şuur, milli benlik halinde belirmiştir.

2- Almanya, İtalya ve diğer Avrupa ve Doğu Avrupa memleketlerinde, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu camiası içindeki küçük veya büyük topluluklarda ise milliyetçilik, müstakil bir millet olma, merkezi bir hükümete ve milli bir kültüre kavuşma arzu ve tahassürünü ifade eder.

Bugün menşei unutulmuş olsa bile, Türkiye’deki milliyetçilik de ikinci nevileriyle bir milliyetçilik olmak üzere 19. asrın sonlarına doğru Avrupa’dan intikal etmiş ve bu asrın başlarında kuvvet kazanmıştır. Her ne kadar Osmanlı Türkleri dünyanın en büyük imparatorluklarından birini kurmayı ve bunu asırlarca yaşatmayı başarmışlarsa da henüz modern manada bir millet olmadıkları için idareyi ellerinde tutup imparatorluk içinde imtiyazlı bir mevkiye geçememişlerdir. Binaenaleyh Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa milletlerinin sonradan millet olduktan sonra teşkil etmiş oldukları imparatorluklar nevinden milli bir imparatorluk değildi. Osmanlı İmparatorluğu 13. asırdan evvel Avrupa’da da imparatorluklara benzeyen bir imparatorluktu. Bu itibarla Türkiye Türklerinin modern manada bir millet olabilmeleri ancak imparatorluğun kaybından sonra mümkün olabilecekti.

Nitekim, imparatorluk camiası içindeki Türk olmayan milletlerin, Avrupa’dan gelen milliyetçilik tesiriyle müstakil birer millet olma ya çalışmaları, Türkiye Türklerinde de milliyetçilik hislerinin uyanmasında büyük bir amil olmuştur.

Şu halde, bugün esas dava, Türkiye’de 5-6 asır süren tarihi, içtimai, iktisadi ilmi, fikri ve teknik gelişmeler sonunda, milliyetçiliğe menşeindeki mana ve hüviyeti tekrar kazandırmak olmalıdır; gayesi modern manada bir millet olma ve yüksek seviyede müşterek, milli bir kültüre kavuşma. Bu nevi bir ideal hem insani hem de İslami esaslara uygun düşeceğinden milliyetçiliğin tefsiri dolayısıyla ortaya çıkan birçok ihtilafları da bertaraf edecektir. Bu nevi bir milliyetçilik, artık ayırıcı, bölücü, itici olamaz; bilakis herkese ümit, itimat ve emniyet veren, sevgi ve gurur aşılayan toplayıcı bir milliyetçilik olacaktır. Bunun için bütün milliyetçilerin milliyetçilik çerçevesi içinde şu hususlarda birleşmeleri icap etmektedir: Bütün milliyetçiler siyasî ve iktisadi rejim hususunda, iktisadi ve içtimai kalkınma, tarih anlayışı, dil, din, maarif sistemi ve ahlaki terbiye bakımından bir anlaşmaya varabilmelidirler. Bunun gibi, yüksek seviyede müşterek, umumi bir milli kültüre kavuşabilmenin şartlarında da birleşebilmelidirler.

Binaenaleyh milliyetçilerin tek cephe halinde birleşip kuvvetli bir baskı grubu hâline gelebilmelerinin biricik mümkün şartı, yukardaki mevzular veya meseleler hususunda ferdi, zümrevi kanaatleri bir tarafa bırakıp ilmin rehberliğini kabul etmeleridir. Yukarda zikredilen bütün meseleler ilmin ışığı altında, içtimai ilimlerin en son mutalarına göre halledilmeye çalışılmalı, elde edilen neticelere ait fikirler bir sistem, bir ideoloji hâlinde birleştirilip yayılmalıdır.

İnsanları inançları bakımından bir araya getiren yegâne kuvvet ilim veya objektif bilgidir. Hiçbir kimse ilmî bir şekilde elde edilen neticeler, bilgiler hususunda karşısındakini gizli bir niyetle itham etmeye kalkışamaz. Çünkü ilim gayrışahsi ve bitaraftır. Halbuki kanaatler veya sadece iman seviyesinde insanları bir araya getirmek, şom ağızları tutmak hemen hemen mümkün değildir. Bu itibarla milliyetçilerin ana meselelerde daima ilmi seviyede ve objektif kalmaları, bir araya gelmeleri, müşterek faaliyetlerde bulunabilmeleri bakımından şarttır.

Büyük Milliyetçiler Kurultayı, yukardaki hedeflere erişme bakımından ileriye doğru atılmış büyük ve ümit verici bir adım sayılabilir. Hakikatte bu kurultayda, milliyetçilerin bir fikir sistemi, yukarda zikredilen meseleleri içine alan bir ideoloji etrafında toplanmaları lazım geldiği ihtiyacının gayet kuvvetli bir şekilde duyulmuş olduğu bariz bir tarzda müşahede edildi. Bu, hiç şüphesiz ümit verici mühim bir işarettir ve ilk merhaleyi teşkil eder. İkinci mühim merhale de milliyetçi ilim ve fikir adamlarının bir araya gelip milliyetçi ideolojiye esas teşkil edecek meselelere ait hal çareleri ile fikirleri tespit etmeleridir. Bundan sonra da bu ideolojiyi geniş kütlelere yaymak safhası gelecektir ki, ikinci büyük kurultay bu hususta çok faydalı olacaktır.

KAYNAKÇA

Turhan, Mümtaz. Dünden Bugüne. Millî Işık. Şubat 1969. Sayı 22.

Bu yazı ne kadar faydalıydı?

Puan vermek için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama puan 0 / 5. Oy sayısı: 0

Henüz oy yok! Bu yazıyı ilk siz değerlendirin.

Bu yazıyı faydalı bulduysanız...

Bizi sosyal medyada takip edin!

Bu yazının sizin için faydalı olmamasından dolayı üzgünüz!

Tell us how we can improve this post?

Puanlama yapabilmek için .