

Tarihe baktığımızda, Azerbaycan ve Türkiye’nin her zaman birbirlerine destek olduğunu görebiliriz. Bu seferki yazım Bakü’nün işgalden kurtuluşuyla ilgili. 15 Eylül, Bakü’nün işgalden kurtarıldığı gündür. 15 Eylül 1918’de, Nuri Paşa liderliğindeki Kafkas İslam Ordusu ve Azerbaycan Kolordusu Bakü’ye girerek şehri Ermeni-Bolşevik işgalinden kurtardı. Bakü’nün işgalden kurtuluşu, Azerbaycan tarihinde devletleşme açısından önemli bir aşamadır.
Mart 1918’den itibaren Bakü, “Sentrokaspi” diktatörlüğü adı verilen Ermeni-Bolşeviklerin kontrolü altındaydı. 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti kurulduğunda Bakü yabancıların elindeydi ve bu nedenle Gence geçici olarak Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin başkenti olarak seçildi. Azerbaycan’ın bağımsızlık ilanı büyük önem taşıyordu. Ancak Azerbaycan’ın bağımsızlığını Bakü olmadan hayal etmek zordu. 28 Mayıs’taki bağımsızlık ilanı, tüm Doğu dünyasında ve tüm Türk dünyasında demokratik ilkelere dayalı yeni bir devletin kuruluşunun habercisiydi. Rus esareti altında yaşayan Türk halkları arasında özgürlük bayrağını ilk dalgalandıran Azerbaycan oldu ve 28 Mayıs, “özgürlüğe kavuşan halk kitlelerinin hürriyet sembolü” oldu. Mehmet Emin Resulzade yazılarında “Bakü olmadan Azerbaycan başsız bir bedendir” diye belirtmişti. Bakü’nün fethi çetin bir görev haline gelmişti.
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından, 4 Haziran’da Batum’da Osmanlı İmparatorluğu ile “Barış ve Dostluk” anlaşması imzalandı. Anlaşmanın ilk maddesi, Azerbaycan ile Osmanlı İmparatorluğu arasında kalıcı barış ve güçlü dostluk ilişkilerinin varlığını öngörüyordu. Anlaşmada ayrıca, gerektiğinde Osmanlı İmparatorluğu’nun Azerbaycan Cumhuriyeti’ne askeri yardımda bulunacağı da belirtiliyordu. Milli Konsey Başkanı Resulzade türk birliklerini en zor zamanda Azerbaycan’a bu antlaşma temelinde davet etmişti. Osmanlılar bir ordu göndermeye karar verince, Enver Paşa, kardeşi Nuri Paşa’yı ordu komutanı olarak atadı ve Azerbaycan’a askeri güçler gönderdi. Bunun üzerine, Azerbaycan askeri güçlerini de içeren Kafkas İslam Ordusu kuruldu. Hazırlanan saldırı planı doğrultusunda Kafkas İslam Ordusu 14 Eylül’de saldırıya geçti. Kafkas İslam Ordusu, Bakü’nün kurtuluşu için ciddi hazırlıklar yapmıştı. Osmanlı ve Azerbaycan askerleri omuz omuza çarpışarak ve birlikte kan dökerek, 15 Eylül’de Bakü’yü işgalden kurtardılar. Resulzade anılarında, “Enver Paşa, ‘Emin Bey, Bakü alındı!’ diye duyurduğunda, bu kısa haberin bende yarattığı sevinci tarif edemem.” diye yazmıştır. Ardından, 17 Eylül’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin başkenti Gence’den Bakü’ye taşındı.
Tüm Azerbaycan halkı Türk ordusunu büyük bir sevinçle karşıladı. Bakü’nün kurtuluşu Azerbaycan halkı arasında büyük bir coşku yarattı. Burada belirtmek gerekir ki, Azerbaycanlıların rolü ve vatanseverliği olmasaydı, Bakü’nün kurtuluşu daha da zor olurdu.
Bakü’nün kurtuluşu gerçek bir bayrama dönüşmüştü. Ünlü hayırsever Hacı Zeynalabdin Tağıyev, ordu onuruna bir ziyafet düzenlemişti. Türk ordusu onuruna şarkılar bestelenmiş ve şiirler yazılmıştı. Ahmed Cevad’ın o dönemde yazdığı “Türk Ordusuna” şiiri, sanki tüm Azerbaycanlıların dilinde yazılmış gibiydi:
Ey şanlı ölkənin şanlı ordusu,
Unutmam Qafqaza girdiyin günü!
Gəlirkən qovmaya Turandan rusu
Ayağını Qara dəniz öpdümü?
İlk atarkən əski bürcə addımı,
Qars qalası salam topu atdımı?
Sən yaparkən orda zəfər şənliyi,
Məğlub duşmən qaşların çatdımı?
Çıxdığın gün Allahəkbər
Dağma Dağıstan dağlan qibtə eylədi.
Baxdı Xan Sarayı viran tağına,
“Sən gəlirsən şən oluram” – söylədi.
Gəldiyin gün Küriin axar-baxan,
Əski günahlardan silkindi, çıxdı.
Eşidib Gümrüdə təkbir səsini,
Araz sevincindən dünyayı yıxdı!
Bugün tüm Türk dünyasının marşı haline gelen “Çırpınırdı Kara Deniz” şarkısı, Bakü’nün kurtuluşundan sonra besteci Üzeyir Hacıbeyli tarafından Ahmed Cevad’ın “Çırpınırdı Kara Deniz” şiirinden bestelenmiştir.
Bu yıl, Bakü’nün işgalden kurtuluşunun 107. yıldönümü. Azerbaycan’ın çeşitli bölgelerinde Türk şehitlerinin anısına anıtlar dikilmiş ve Türk şehitlerinin mezarları korunmuştur. Azerbaycan halkı her yıl 15 Eylül’de bu yerleri ziyaret etmektedir. Azerbaycan halkı Nuri Paşanı ve bu yolda şehit olan 1130 şehidi hiçbir zaman unutmadı ve unutmayacak.
Son olarak Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti döneminde Bakanlar Kurulu Başkanlığı yapmış olan Nesib Bey Yusifbeyli’nin şu düşünceleriyle yazımı bitirmek istiyorum: “Azerbaycan ayakta kaldığı sürece her Azerbaycan Türkü, şu üç kelimeden oluşan cümleyi yüreğinde yaşatacak ve tekrarlayacaktır: Millet Size minnettardır!”

