“Evet, ey vatandaşlar! Ve böylece siz, ey gelecek nesil, ey gençlik! Ey bizim yüzyılın Siyavuşunun büyümüş oğlu! Senin karşında büyük bir sorumluluğun var. Senden önceki nesil yoktan bir bayrak, kutsal bir ideal sembol yarattı.” Onu bin zorlukla yükselterek dedi ki: “Bir kere yükselen bayrak bir daha enmez!”
Evet, bu hitâbe yazarı Azerbaycan gençliğinin büyük babası Mehmet Emin Resulzade’dir. Bu gün Mehmet Emin Resulzade önderliğinde tam 102 yıl önce Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti kuruldu. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, Müslüman Doğu’daki ilk halkın demokratik cumhuriyetiydi. Devlet, meclis tarafından alınan yasalar ve kararlar tarafından yönetiliyordu. Parlamento yasalarının hazırlanması, tartışılması ve onaylanmasına 11 gruptan milletvekili katılıyordu. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti Parlamentosu’nun 11 komisyonu vardı. Parlamentonun faâliyetleri, özellikle bir amaç için geliştirilen bir tüzük temelinde “Azerbaycan Parlamentosu’nun talimatı” dayalı yönetiliyordu. Kurucu meclis sıfatında olan ilk meclisin parlamentosunda 120 vekil bulunuyordu. Azerbaycan halkı târihindeki ilk parlamenter cumhuriyet olan Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, Türk-İslâm dünyası da dâhil olmak üzere bütün Doğu’da demokratik, yasal ve laik bir devletin ilk örneğiydi. Azerbaycan Millî Şurası tarafından oluşturulan kanunda “Ülkedeki herkes seçimde oy kullanacak” maddesi vardı. Böylece Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, kadınlara seçimlere katılma hakkı vererek bir ilke daha imzâ attı.
Azerbaycan’daki yaşam şartları sadece kendi ülkesi içine değil dış ülkelerede yansıyordu. Birçok ülke Azerbaycan’a büyükelçiler göndererek Azerbaycan ile diplomatik ilişkiler kurmuştur. Dünyanın birçok ülkesi ile elçilik ve misyon düzeyinde diplomatik ilişkiler kurdu, ikili ve çok taraflı anlaşmalar imzâladı. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin diplomasi sahasında ilk münâsebeti Osmanlı Devleti ile olmuştur. 4 Haziran 1918’de Batum’da “Kardeşlik ve Barış” antlaşması imzâlanmıştır. Daha sonra 1919’da Azerbaycan gençliğini bilim ve teknik için hazırlamak üzere Bakü Devlet Üniversitesi açıldı. Ayrıca yüzlerce öğrenci okumak için yurtdışına gönderildi. Bugün Azerbaycan’ın ilk üniversitesinde okuduğum için gurur duyuyorum. Nesib Bey Yusufbeyli Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nde başbakan, Alimerdan Topçubaşov Azerbaycan Parlamentosu başkanı idi. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, 28 Nisan 1920’de Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti tarafından işgal edildi. Mehmet Emin Resulzade “Yüzyılımızın Siyavuşu” adlı kitabında şunları yazdı: “27 Nisan’da Azerbaycan Cumhuriyeti hükümeti şaşkınlıkla uyandı. Bir yandan Bakü limanına demirlemiş olan deniz kuvvetleri, isyan bayrağını ortaya çıkarırken, öte yandan… ”
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin devlet târihimizdeki ve halkımızın sosyo-politik düşüncesindeki rolü eşsizdir. Sadece 23 ay yaşamalarına rağmen, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti Azerbaycan halkının bağımsız yaşayabildiğini ve devlet geleneklerini eski haline getirebildiğini kanıtladı. Mehmet Emin Resulzade 27 Nisan 1920’de Onbirinci Kızıl Ordunun Bakü’yü işgal ettiği bir zamanda Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Parlamentosunda iktidarı Bolşeviklere devretmek meselesi tartışıldığı zaman inatla bunun karşısında yer almıştır. Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin bağımsızlığını kaybetmesinden sonra gizli olarak faaliyete geçmiştir. Mehmet Emin Resulzade, yıllarca göç ettiği ülkelerde yayımlanan kitaplarında ve eserlerinde Azerbaycan’ı hep yaşattı. 28 Mayıs 1918, Azerbaycan târihinde ilk Türkiye Cumhuriyeti olarak yıkılan bir imparatorluğun son ateşiydi. Fetali Han Hoyski, Nesib Bey Yusufbeyli, Alimerdan Topçubaşov ve özellikle Mehmet Emin Resulzade’nin ve diğerlerinin Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurulmasında büyük rolü vardır. 7 Aralık 1918 yılında Azerbaycan parlamentosunun açılış konuşmasında ilk konuşmayı Millî Şura Başkanı Mehmet Emin Resulzade yapmıştır. Resulzade, konuşmasını parlamento binâsında dalgalanan üç renkli bayrağa hitap ederek şöyle bitirmiştir: ”BİR KERE YÜKSELEN BAYRAK BİR DAHA ENMEZ!”. Halk Resulzade’nin bu cümlesini hep bir ağızdan, coşkuyla yinelemiştir. 27 Nisan hâdisesinden sonra (1920 senesi, Azerbaycan topraklarının işgali) o gün, o meydan ve caddelerde haykırılan cümlelerle SSCB’nin dağılması ve Azerbaycan halkının bağımsızlığı uğrunda mücâdelesinden sonra, 18 Ekim 1991’de yeniden bağımsızlık vücut bulmuştur. Bizler 28 Mayıs’ı bir ‘Azatlık Günü’ olarak her yıl kutlarız. Bugünkü Azerbaycan bizlere atalarımızın mîrasıdır.
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.