İngiliz gençliğinin ahlâkı hesabına Daily Express gazetesi telâştadır. İki vak’a anlatıyor ve bunları çok kötü işâretler telakkî ediyor.

Bu vak’aları tahmin edebilir misiniz? Bir deneyiniz bakalım.

İngiliz gençleri arasında Rock’n Roll salgını mı var? Cinsî azgınlık son haddini mi bulmuş? Keyif verici zehirlere düşkünlük mü artmış? Sınıf geçenler mi azalmış? Âileye ve cemiyete karşı isyan vak’aları mı çoğalıyor? Komünizm mi alıp yürümüş? Futbol salgını son haddini mi bulmuş? Okul dışı eserleri okuyanlar parmakla mı gösterilmeye başlamış? Küfür ve argo yüksek tahsil gençlerinin günlük diline mi girmiş? Edebiyat ve şiir dili mi bayağılaşmış? Otobüs ve tren gibi umûmî nakil vâsıtalarında kadınlara ve yaşlılara saygı mı azalmış? Anaya, babaya ve büyüklere karşı lâubâli hareketler mi baş göstermiş?

Daha düşününüz ve sayınız.

Şimdiden arz edeyim ki saydıklarımızın ve sayacaklarımızın hiçbiri bahis mevzû değil.

İngiliz gazetesini telâşa düşüren iki vak’a şu:

  1. Gençlerden biri metroda saçlarını taramış.
  2. Bir başka genç de bir kâğıt parayı bükmüş, sertleştirmiş ve bununla tırnaklarını temizlemiş.

Demek ki İngiltere’de hiçbir genç, metro gibi umûmî bir yerde saçlarını tarayacak kadar lâubâli değildir ve herkesin önünde tırnaklarını temizlemez. Kazârâ iki genç bu çirkin hareketleri yaparsa, gençlik hesabına ve İngiliz cemiyeti adına bir gazete telâşa düşer, milyonlarca okuyucusunu büyük bir tehlikeden haberdar eder.

Bu gazetenin telâşı İngilizlere ne kadar haklı görünse de bizim için o kadar gülünçtür. Çünkü yazımızın başında saydığımız kötü salgınlara bâzı gençlik zümreleri arasında sık sık rastladığımız halde telâş etmiyoruz. Sanki millî edeb ve ahlâk duygumuz nasır bağlamıştır.

Gençlerimiz arasında sosyal ve medenî düzen şuuruna sâhip olanlar pek çoktur, fakat bu şuurdan mahrum olanlar da az mıdır?

Onları suçlandıramayız. Gençliğe yüksek hedeflerin heyecanını veren, onları günlük ve âdî hayat gâyelerinin üstünde ideallere göre yetiştiren teşekküllerden, kulüplerden, kültür çevrelerinden mahrum bir diyardayız. Bu yolda ne kadar teşekkül varsa, kendi yarattıklarıdır. En az devletçi memleketlerde bile devletin ele aldığı gençlik dâvâsı, bizde hâlâ resmî bir şuura kavuşamamıştır. Fransa’da bir Gençlik Vekâleti kurulması bile teklif edilmektedir.

Kendi başına bırakılmış Türk gençliği, bugünkü bilgi ve ahlâk seviyesiyle bile mâzur olduğu nispette bize gurur vericidir. Devlet bir onun elinden tutsa, herhangi bir gencin tramvayda saçlarını taraması veya otobüste tırnaklarını temizlemesi bize de çirkin ve tehlikeli görünecektir. Bu telâş, en yüksek medenî gençlik, basın ve toplum seviyesini ifâde eder.

Kaynakça

Peyami Safa, Eğitim Gençlik Üniversite, Sayfa:256, Ötüken Yayınları

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.