Vaktin kıymetini bilmiyoruz. Hafta arası maçlarında halk yığınlarının kaybettiği saatler en canlı misâllerden biridir. “Yeni Sabah” dostumuzun hesâbına göre haftada üç milyon saat… Haftada üç milyon saatimiz, yalnız İstanbul’da hiçbir istihsâl, yaratma, gelişme ve yükselme değeri olmayan boş hezeyanlar uğrana akıp gidiyor: Taksi şoförleri arabalarını stadyumun önünde bağlayıp amme hizmetini aksatıyorlar; serbest meslek sâhipleri işlerini güçlerini bırakıp hayat denilen kısa ve eşsiz nîmeti boş yere harcıyorlar; memurlar vazîfelerini, çocuklar ve gençler mekteplerini bırakıyorlar. Amme hizmetleri aksıyor ve umumî hayat zaman zaman felce uğruyor. Yapılan anketlerde lise müdürlerinin, öğretmenlerin ve halk önderlerinin feryatları yükseliyor.

“Medeniyetin sürate verdiği kıymet, vakte verdiği ehemmiyeti ifâde eder.” Doğu ile Batı’nın farklarından biri de budur. Doğu, vaktin değerini bilmez, Batı çalışma saatlerinin her dakikasını faydalı geçirir. Bir günde gidilecek yere bir saatte giden şömendöferin îcat edildiği kendisine haber verildiği zamân: “Geri kalan saatleri ne yapacağız?” diye soran Çinli’ye bizim vereceğimiz cevap gâliba şudur: “Maça gideriz!”

İleri milletler daha ileri gitmek için sürât vâsıtaları yaratıyorlar. Geri milletlerin onlara yetişmek için vâktin değerini daha fazla anlamaları lâzımdır. Ne yazık ki gerilik bunu anlamaya da mâni olur. “Yeni Sabah”ın endîşesi resmî çevrelerde hiçbir uyanıklığa yol açmamıştır. Hafta arası maçları en kıymetli saatlerimizi yuta yuta devam ediyor.

Bizim zamân bahçesindeki ziyânlarımız yalnız maçlardan ibâret de değildir. Bayram tâtillerimiz de üç ay süren okul tâtillerimiz de fazladır. Bunlara zarûrî olarak arada bir hastalık tâtilleri de biner. Avrupa seyâhati tâtilleri, karşılama ve uğurlama tâtilleri, şahsî izinlerde çalışma saatlerini azalttıkça azaltır. Kırtasiyecilik ve çeşitli idârî atlatmalar yüzünden kaybettiğimiz vakitleri de hesap edersiniz, bizim dünya yarışında niçin en gerilerde kaldığımız anlaşılır. Her milletten daha fazla çalışmaya mecbûr olduğumuz hâlde, hepimizden daha tembel oluşumuz başımıza gelmiş ve gelecek bütün felâketleri îzahını taşımaktadır. Fakat birçoklarımız için bu ölüm-dirim meselesi, dün Beşiktaş’ın Beykoz’u 2-0 yenmesi kadar mühim değildir.

Kaynakça

Safa, Peyami. Eğitim, Gençlik, üniversite. Ötüken Yayınları. 1957. S. 27

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.