Yirmi sene kadar var. Paris’te bir gece, büyük mağazalardan birinin vitrinin önünde, genç ve zengin bir Türk hanımı bana sordu:
-Fakir bir kadının ahlâkı üzerinde bu vitrinlerin menfi bir tesiri olabileceğini kabul eder misiniz?
-hayır, dedim, doğrudan doğruya değil.
Ahlak meselesini bu hanım gibi düşünmek, çözülmesi güç bir düğümü bıçakla kesmek gibidir. Bir medeniyet nizamı içinde ve bir cemiyette ahlâk bozuluşunun o kadar çeşitli sebepleri vardır ki, bunları bire indirip vitrini, lüksü veya parayı suçlandırmak, düşünmekten yorulmuş bir zekâyı dinlendirir, fakat dâvâyı halletmez.
Paranın bâzen vicdan satın aldığı doğrudur. Fakat bazı vicdanların düştüğü zaafın sebepleri ayrıca izaha muhtaçtır. Yani paranın kuvvetinden ziyade vicdanın zaafı bahis konusudur. Karısını satan kocalar vardır. Fakat para her kadını satın alabilir mi?
Sefaletin bugünkü ahlâk bozukluğunda oynadığı rol hakkında fikrimi öğrenmek isteyen okuyucudan ortaçağı hatırlamasını rica ederim. O devirlerde böyle bir mesele yoktu. Yeni çağda paranın gittikçe artan bir kuvvet oluşu ahlâk mukavemetinin gittikçe azalmasındandır. Bunun sebebini, insanı maddeye daha çok bağlayan bir hayat telâkkisinin çeşitli amilleri arasında bulabiliriz.
Zamanımızda, maddeci bir dünya görüşüne karşı açılan büyük fikir savaşı zaferle neticeleninceye kadar parayı tahtından hiç kimse indiremez. Bu banka ile mabed arasındaki gizli yarışın sonuna bağlı bir problemdir. Ucu Allah’a varan manevî değerlerin üstün güzelliğini insanlara kabul ettirdiğimiz gün, para sadece asgarî bir refah vasıtası halinde kalacaktır.
Otuz milyondan fazla servet sahibi bir tanıdığım var ki, tükenmek üzere bulunan ömrünün son enerjilerini birkaç milyon kazanmak için boşaltmaktadır. Bu zavallı musikiden hoşlanmaz, kitap okumaz, aşkın en sefil mânâsında anlar, manevî güzelliklerin hepsine karşı duyarlığını kaybetmiştir. Parayı sevmesi, ondan başka bir şey sevmediği içindir.
İşte o başka şeyleri sevdirecek bir dünya görünüşünden başka hiçbir şey bu dünyayı kurtaramaz, gibi geliyor bana
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.