Sosyoloji, sosyal yapıların, sosyal değerlerin ve müesseselerin fonksiyonları ile var olabileceklerini, itibarlarını koruyabileceklerini ve varlıklarını devam ettirebileceklerini ispatlamıştır. Fonksiyonlarını sağlam bir biçimde tayin edemeyen, millî, <<çağdaş ihtiyaçlara>> cevap veremeyen sosyal yapılar, değerler ve müesseseler, sür’atle önce itibarlarını, sonra da varlıklarını kaybetmeye başlarlar.
Bu açıdan bakınca, ülkemiz <<maarifinin>> durumu, toplumumuzdaki itibarı, ilk kademesinden son kademesine kadar <<eğitim ve öğretim müesseselerinin>> içinde bulunduğu yürekler acısı manzara üzerinde düşünmek kolaylaşıyor. Maarifimizin, milletimize muhtaç olduğu <<eğitim ve öğretimi>> veremediği, sosyal, kültürel, ekonomik ve politik değerlerimizi ve ham maddemizi millî ve çağdaş ihtiyaçlara göre işeyip geliştirebilecek kadrolar hazırlayamadığı görülmektedir. Kısaca <<millî eğitim fonksiyonlarını>>, hem bilememekte hem de yerine getirmemektedir.
Nedir, millî eğitimin fonksiyonları? Kısa başlıklar halinde dokunalım:
Millî birliği güçlendirmek, sosyal bütünleşme yolu ile sosyal sınıflar arasındaki farkları ve dolayısı ile çatışmaları azaltmak, <<nispeten kapalı>> gruplar durumunda bulunan sosyal dilimler, tabakalar ve sınıflar arasındaki ilişkileri yumuşatmak, sosyal tabakalar arasında şakulî (düşey), ufkî (yatay) akıcılığı temin etmek sureti ile sosyal hareketliliği (mobilite sociale) hızlandırmak, fertlere, ailelere, sosyal dilimlere, tarım, sanayi ve hizmet sektöründe bulunanlara, cinsiyetlere, öğrenim imkânlarında ve eğitimde fırsat eşitliği tanımak… eğitimin sosyal fonksiyonları arasına girer.
Eğitimin kültürel fonksiyonları şöyle özetlenebilir: Millî kültürü işlemek, zenginleştirmek, millî kültür ham maddelerini genç nesillere kazandırmak, onlara bunları geliştirerek <<âlemşümul>> (üniversal) eserlere ulaştırmak şuurunu, aşkını azim ve iradesini vermek, kültür emperyalizmine meydan vermeden milletlerarası <<kültür mübadelesini>> sağlamak, kültür temaslarına açık büyük şehirlerde, kültür sürtüşmelerine müsait hudut boylarında, <<halktan kopmaya başlayan>> aydın tabaka arasında meydana gelen <<yabancılaşma problemi>> azaltmak veya yok etmek kısaca, yabancılaşmadan çağdaşlaşmayı temin etmektir.
Eğitimin ekonomik fonksiyonları da şöyle özetlenebilir: Millî ekonomisinin istek ve ihtiyaçlarına göre teşkilatlanmak , okul açmak, personel yetiştirmek, fertlerin ve grupların çeşitli alanlarda üretim güçlerini artırmak, gizli kabiliyetleri keşfederek işlemek, insanların ekonomik büyümeye ve ekonomik yapıda meydana gelen değişmelere intibakını sağlamak, bu konuda muhtaç olduğumuz bilgi, maharet, değer ve bilgili tüketiciler, zeki namuslu müteşebbisler, çağdaş ekonomik savaşlarda milletimizi ve devletimizi savunabilecek kadrolar vermek zorundadır.
Eğitimin politik fonksiyonları da vardır. Her milletin eğitimi, siyasî sistemine, ideolojisine, ulaşmak istediği hedeflere ve ülkülere uygundur. Eğitim, çok önemli bir stratejik değeri olan insanı, işlemekte olduğu unutulmamalıdır. Bu açıdan bakılınca, millî eğitim, millî savunmamızın çok önemli bir parçasıdır.
KAYNAKÇA
Seyit Ahmet Arvasi, Türk İslam Ülküsü 1, Sayfa 243
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.