Yeni Ufuk dergisi, gelişerek ve yetiştirerek büyümeye devâm ediyor. Şimdi 100. sayısına ulaştı.

Yeni Ufuk demek, Çanakkale’ye yürüyüş yaparak şehitlerimizin sâhipsizliğini ortaya koymak, sonra da sâhiplenilmesini sağlamaktır. Bir çığır açarak ziyâretçi akınlarının öncülüğünü yapmaktır. Yeni Ufuk demek “bataklıkta gül yetiştirmektir”. Kendin olmayı anlatmak, öze dönüşü gerçekleştirmektir. Batı kültürlerinin; kıyâfet, müzik, hayat tarzı ile hâkim olduğu bir ortamda bunu başarmak, Türk’ün kendine döneceğini göstermek demektir.

Birbirlerinin hem öğrencisi hem öğretmeni olan ‘Mefkûre Mektepliler’, yolu buldunuz, sonuna da varacaksınız. Çünkü farkınızı, fark ettirmiş bulunuyorsunuz. Mekânınızın düzenlenişi, üslup ve edânızla, bilhassa kitaplarınızla tanımlanmaktasınız. Farklılık şuuru en az son kampta sergilediğiniz organizasyon kabiliyeti kadar önemlidir. Sanata yatkınlığınızı da ikinci defa provasız, solo ve koro müzik faâliyetlerinizle gösterdiniz. Kadınlı erkekli kadronuz, hem okuyup hem yazmanız üstünlüğünüzdür. Bugünkü toplumumuzda bunlar çok şeydir ve zamanla içinizden yazarlar, sanatçılar, yöneticiler çıktıkça bunu göreceksiniz.

Siz zâten kılıç yerine kalem, kalkan yerine kitapla sahaya çıkmamış mıydınız? Hedefiniz; Türklük şuurunu hazmetmiş, kendisini yetiştirmiş, bilinçli nesiller olmak değil miydi? İşte oluyorsunuz. Cenâb-ı Allah, devâmını naip etsin!

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.