Giriş
Bu yazımda Türklerde binlerce yıldır süregelen bir totemi, kurt sembolünü anlatacağım. Türklerde totemizm özellikle Şamanların bulunduğu dönemde oldukça fazla görülmüştür. Kızıl Elma, Hayat Ağacı gibi totemler arasından Kurt ayrı bir öneme sâhiptir. Şimdi bir bakalım nedir bu Kurt’un hikayesi…
Kurt Sembolü
Söylentilere göre Chou Mu-wang Hunlarla girdiği savaşın birinde, onlardan iki beyaz kurt, iki de boğayı ganimet alıp dönmüşlerdir.
1972 yılının kış aylarında İç Moğolistan’ın Ordos yaylasındaki Arust adlı bölgede, içinde oldukça değerli altın ve gümüş uygarlık mîrâsının bulunduğu Hunlara ait mezarlar ortaya çıkarıldı. Bu eşyaların arasına üst tarafında altın bir şahin sûretinin kondurulduğu altın bir taç var idi. Şahin, aynı tacın yan tarafında iki kurdun iki kuzuyu ısırmalarını seyredecek şekilde nakşedilmişti. Çinli arkeologlara göre bu taç milattan önce 7. yüzyıla aitti. Bu taç üzerindeki tasvirler, Hunların kurdu çok sevmelerinden başka, milattan bin yıl öncesinde bile madencilikle uğraştıklarını göstermektedir.
Oğuz Destânı’nda da Oğuz Han’ın garbe düzenlediği askeri seferler sırasında bir bozkurdun ona yol gösterdiği ve bir insan gibi onun ile konuştuğu anlatılmıştır. İşte bu târihten sonra Uygurlar kurdu kutsal saymışlardır.
Eski Çin kitaplarında geçen bir rivayette ise Hun kağanının iki kızının kurt kılığında gelen iki kurtla evlenip On Uygur ve Tokuz Oğuzları doğurdukları anlatılmıştır.[1]
Ata Olarak Kurt
Türklerin kurtları ataları olarak görmelerin iki sebebi vardır. Birinci sebebi:
Kurdun güçlü bir hayvan olması ve Türklerin gücünü yansıttığı öngörüsü. Diğer bir görüş ise: Çin komşularının kökenini çoğu zaman birer hayvan, böcek, sürüngen vs.’den belirtmiştir. Belki bu geleneğin etkisiyle, Türklerin kökeni için kurdu uygun bulmuşlardır. Aynı zamanda Türkler arasında kurtla ilgili rivayetleri bildiklerinden, onun Türklerin kökeni için uygun olduğuna inanmışlardır.
Göktürklerin Ergenekon Destanında kurdun ata olması şöyle tasvir edilir: Göktürkler (T’u-chüeh), eski Hunların (Hsiung-nu) soylarından gelirler ve onların bir koludurlar. Kendileri ise, Aşina(A-shih-na) adlı bir aileden türemişlerdir. (Sonradan çoğalarak), ayrı oymaklar halinde yaşamaya başladılar. Kurtları koruyan ve aynı zamanda kurt kılığına girebilen tanrıdır. Hemen hemen tüm Türk boyları ortak bir inanış olarak kurttan türediklerine inanırlar. Kağoçı (Kao-Çı) Türkleri’nin söylencelerine göre ilk kağanlarının kızları babaları tarafından bir tepeye bırakılmış. Sonrasında küçük kızı bir kurt kılığında gelen Kurt Tanrı ile birleşmiş ve Kağoçı halkı onların çocuklarından meydana gelmiştir. Büyük Hun Devleti ve Uygurların ataları olan Kao-çı da Kurt-Ata yani erkek bir kurt idi. Aynı zamanda Oğuz Destanındaki “Gök yeleli kurt” da erkek bir kurt idi.[2]
Turan Taktiği Sembolü Olarak Kurt
Göktürklerde kağanın muhafız birliğini (hassa ordusu) oluşturan Türk bahadırlar “böri” olarak adlandırılmaktaydı. Askeri araçları için de kurttan faydalanan Türk askeri, yayının kirişini kurt sinirinden imal etmekteydi. Bazı Türk devletlerinde ise devlete tabi olan boyların başındaki görevlilere İlteber ismi verilmekte olup bu isim kurt manasında kullanılmaktaydı. Yenisey yazıtlarında “kanım kağan süsi böri tek” (kağanımın ordusu kurt gibidir) şeklinde geçmektedir. Devamında ise “Tanrı güç verdiği için babam kağanın askerleri börü gibi, düşman koyun gibi imiş”. Tabgaç hükümdarı T’ai-wu’ya göre “kurt sürüsünü andıran Türk ordusu karşısında Çin askeri tayda ve düveden farksızdı”. Savaş sırasında okçu süvari birlikleri yıldırım hızıyla düşman birliğine ok yağdırıp şaşkına çevirirler, sonra öbür birlikler düşmanı çevirerek imha ederlerdi. Savaş sırasına yarım ay biçiminde açılırlar, merkezdekiler geri çekiliyormuş gibi görünür ve onları takip eden düşman, sağ ve sol kanatların kapanmasıyla çevrilmiş olurdu. Bu savaş usulüne Türkler kurt oyunu ya da Turan taktiği adını verirlerdi. Bu savaş usulüne Türk yurdunun kadîm adından dolayı “Turan taktiği” denilmiştir.
Ben sizlere oldum kağan
Alalım yay ile kalkan
Nişân olsun bize “buyan”
Bozkurt olsun bize “uran”
(Oğuz Destanı).
Sonuç
Kısacası görüyoruz ki Kurt zaman zaman bir rehber zaman zaman ise ata olarak Türk kültüründe yer edinmeyi başarmıştır. Hâlâ devam etmekte olan bu simge Türkler var oldukça bizle yaşayacak ve rehber olmaya devam edecektir.
KAYNAKÇA
Tekinoğlu, Hüseyin. Hun Türkleri. 2017.
Dr. Altun, Zafer. Türk Kültüründe Kurt Kavramı Üzerine Bir İnceleme. 2019.
Kafesoğlu, İbrahim. Türk Milli Kültürü. 1999.
Sarı, İbrahim. Türk Tarihinde Bozkurt. 2017
[1] Tekinoğlu, Hüseyin. 2017
[2] Dr. Altun, Zafer. 2019
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.