- Batı Trakya Türklüğünün lideri şehit Sadık Ahmet’in kahramanca verdiği mücadeleyi nasıl anlatırsınız? Sadık Ahmet nasıl mücadele verdi?
Dr. Sadık Ahmet, Batı Trakya Türklerinin haklarını savunmak için verdiği mücadelede olağanüstü bir cesaret ve kararlılık sergilemiştir. 1980’li yıllarda, Batı Trakya Türklerinin haklarını savunmak amacıyla siyasete atılan Sadık Ahmet, ilk olarak azınlık haklarının korunması ve Yunanistan’da Türk kimliğinin tanınması için çalışmalara başladı. Bu süreçte, uluslararası platformlarda Batı Trakya Türklerinin yaşadığı sorunları dile getirerek, dünya kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardı.
Dr. Sadık Ahmet, hem yerel hem de uluslararası basında sık sık yer aldı ve Batı Trakya Türklerinin haklarını savunan cesurca konuşmalar yaptı. 1985 yılında, Batı Trakya Türklerinin maruz kaldığı baskıları dünya kamuoyuna duyurmak amacıyla, Yunanistan’ın azınlık haklarını ihlal ettiğini belgeleyen bir rapor hazırladı ve bu rapor, uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı. Dr. Sadık Ahmet’in bu çalışmaları, Batı Trakya Türklerinin hak arayışında önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Dr. Sadık Ahmet sadece hekim olarak toplumuna hizmet etmemiş, aksine azınlığın ihlal edilen en temel insan haklarıyla azınlık olmaktan doğan haklarının muhafazası için de siyasete atılmıştır. Bu bir tercihten ziyade zorunluluk olmuştur. Çünkü Batı Trakya’da profesyonel-fenni sünnet hizmeti de sağlıyordu. Bu kapsamda gezmediği köy, açmadığı kapı kalmamıştı. Dolayısıyla halkın sorunlarını sahada net bir şekilde görüyordu. Nitekim bu uğurda ömrünü vakfetti. Önce 18 Haziran 1989 tarihli genel seçimlerde Batı Trakya Türklerinin ilk bağımsız milletvekili oldu. 5 Kasım 1989 genel seçimlerinde adaylığı bir bahaneyle iptal edildi. Batı Trakya Türklerine “Türk” diye hitap ettiği için Selanik Dudullu (Diavata) cezaevine gönderildi. Hapis yattı. 8 Nisan 1990 Seçimlerine cezaevinden başvurdu. Seçimlere 8 gün kala Patra’daki İstinaf Mahkemesinde kendisine verilen 18 ay hapis ve 3 yıl siyasî haklardan mahrumiyet cezası paraya çevrildi. Ve 8 gün sonra 8 Nisan 1990 tarihinden bir kez daha bağımsız milletvekili seçildi. Yunanistan’ın siyasî istikrarsızlığı nedeniyle bir kez daha seçim kararı alındı. Ancak Miçotakis Hükümeti sadece partileri değil bağımsız adayları da engelleyen ve % 3 barajı olan kanunu yasalaştırdı. Buna rağmen Batı Trakya Türkleri Dr. Sadık Ahmet önderliğinde bir kez daha bağımsız listelerle seçime girdi. 10 Ekim 1993 seçimlerinde yine halkın teveccühüne mazhar oldu. Ancak söz konusu baraj onun meclise girmesine engel oldu. Böylece Batı Trakya Türkleri tarihlerinde ilk kez temsilcisiz kaldı. Bu bardağı taşıran son damla oldu. Bu durum Dr. Sadık Ahmet’i parti kurmaya sevk etti. Dr. Sadık Ahmet Batı Trakya Türklerini bir siyasî şemsiye altında toplamak amacıyla 12 Eylül 1991 tarihinde Dostluk Eşitlik ve Barış Partisi (DEB) ni kurdu. DEB günümüzde Türk’üm denilebilen tek siyasî şemsiyedir. Ve Dr. Sadık Ahmet’in mirası DEB emin ellerdedir. Toplumuna var gücüyle hizmet etmeye devam etmektedir. Hali hazırda Genel Başkanımız Çiğdem Asafoğlu’dur. Ben de Onursal Başkanlığını yürütmekteyim. Özetle Dr. Sadık Ahmet, 100 yılda yapılabilecek işleri 10 yılda başarmıştır. Bir kez daha eşimi rahmet ve minnetle yad ediyorum. Mekânı cennet olsun.
- Sadık Ahmet’in nasıl bir kişiliği vardı? Hususî hayatında neler yapardı, nasıl vakit geçirirdi, nelerden hoşlanırdı?
Dr. Sadık Ahmet, sadece siyasî mücadeleleriyle değil, aynı zamanda kişiliğiyle de çevresine örnek olan bir insandı. Samimi, dürüst ve yardımsever bir kişiliğe sahipti. Sadık Ahmet, ailesine ve sevdiklerine karşı müşfik bir tavır sergilerdi. Boş zamanlarında ailesiyle vakit geçirmekten büyük keyif alır, çocuklarıyla oyunlar oynar ve onlarla vakit geçirirdi.
Ayrıca, Sadık Ahmet’in sosyal hayatında da aktif olduğunu söylemek mümkündür. Dostlarıyla sık sık bir araya gelir, sosyal ve kültürel etkinliklere katılırdı. Sadık Ahmet, yaşamı boyunca cemaatine hizmet etmeyi birincil öncelik olarak görmüş ve bu doğrultuda çalışmalarını sürdürmüştür. Kitap okumaktan, yeni diller öğrenmekten ve tarihî araştırmalardan büyük zevk alırdı, bu da onun entelektüel birikimini sürekli olarak artırmasına katkı sağlamıştır. Millî duruşunun yanında dinî vecibelerini de yerine getirirdi. Namazını kılar, Kuran okurdu. Özellikle cezaevinde olduğu dönemde 3 kez Kuran’ı hatmetmiştir.
- Aile hayatı nasıldı? Nasıl bir baba, nasıl bir eşti?
Dr. Sadık Ahmet, aile hayatında sevgi ve saygıyı ön planda tutan bir babaydı. Çocuklarına ve eşine karşı her zaman ilgili ve destekleyici bir tutum sergilemiştir. Benimle (eş) olan ilişkisi, karşılıklı sevgi ve saygıya dayalıydı. Sadık Ahmet, yoğun siyasî hayatına rağmen ailesine zaman ayırmayı her zaman başarmıştır. Çocuklarının eğitimine ve gelişimine büyük önem verirdi. Ailesi ile birlikte geçirdiği vakit, onun için büyük bir mutluluk kaynağıydı ve bu zamanları en verimli şekilde değerlendirmeye çalışırdı.
- Sadık Ahmet’in haince bir suikast sonucunda şehit edildiğini biliyoruz. Bize bu suikasttan bahsedebilir misiniz?
Dr. Sadık Ahmet, 24 Temmuz 1995 tarihinde şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. Olayın detayları incelendiğinde, bu kazanın planlı bir suikast olduğu yönünde güçlü şüpheler ortaya çıkmıştır. Kazanın gerçekleştiği gün, traktörün farlarının yanmadığını ve sürücünün Sadık Ahmet’i hedef aldığını fark etmiştim. Bu durum, olayın basit bir trafik kazası olmadığı, aksine planlı bir suikast olabileceği ihtimalini güçlendirmektedir.
Olayın ardından yapılan incelemeler ve tanık ifadeleri, kazanın arkasında karanlık güçlerin olabileceğini göstermektedir. Batı Trakya Türklerinin haklarını savunma yolunda verdiği mücadele, bazı kesimler tarafından tehdit olarak algılanmış ve bu nedenle Sadık Ahmet hedef alınmıştır. Onun ölümü, Batı Trakya Türkleri için çok büyük bir kayıp olmuş, ancak mücadelesi ve mirası, bugün de yaşamaya devam etmektedir.
Dr. Sadık Ahmet’in kaza yaptığı arabası bir gece ansızın DEB Partisi Genel Merkezi’nden çalındı. Tonlarca ağırlığındaki araçtan yıllardır bir iz bulunamadı. O aracın ailemiz için manevi değeri çok yüksek. Aracın bulunmasını istiyoruz.
- Sadık Ahmet’in uğruna şehit düştüğü Batı Trakya Türklüğünün dünü nasıldı, bugünü nasıl? Yarın bizleri neler bekliyor olacak?
Dr. Sadık Ahmet’in mücadelesiyle Batı Trakya Türkleri, haklarını savunma konusunda önemli kazanımlar elde etmiştir. Geçmişte, Batı Trakya Türkleri, kimliklerini koruma ve temel haklarını elde etme konusunda büyük zorluklarla karşı karşıya kalmışlardır. Sadık Ahmet’in liderliğinde yürütülen mücadele, bu zorlukların aşılmasında önemli rol oynamıştır.
Bugün, Batı Trakya Türkleri hâlâ çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalsa da geçmişe göre daha örgütlü ve haklarını savunma konusunda daha bilinçlidirler. Sadık Ahmet’in bıraktığı miras, Batı Trakya Türklerinin hak arama mücadelesinde yol gösterici olmaya devam etmektedir. Gelecekte de Batı Trakya Türklerinin, Sadık Ahmet’in açtığı yolda ilerleyerek haklarını savunmaya devam edeceği ve daha adil bir yaşam için mücadele edeceği öngörülmektedir. Hem Batı Trakya’da hem de Dr. Sadık Ahmet’in mirası DEB Partisi’nde geleceğe umutla bakmamıza vesile olan eğitimli ve kültürlü gençlerimiz çok fazla. Bu gelişmeler bizleri mutlu ediyor.
- Son olarak yüreğinin her yerinde Türk Dünyası’nın, bilhassa da Batı Trakya’nın ateşini hisseden Yeni Ufuk dergisi okuyucularına neler söylemek istersiniz?
Yeni Ufuk dergisi okuyucularına, Sadık Ahmet’in mirasını yaşatmak ve onun açtığı yolda ilerlemek adına birlik ve beraberlik içinde olunması gerektiğini söylemek isterim. Onun aziz hatırası ve mücadelesi, bizlere ilham vermeye devam edecek ve Batı Trakya Türklerinin haklarını savunmak için verdiğimiz mücadelede yol gösterici olacaktır. Batı Trakya Türklerinin haklarını savunulması yolunda hep birlikte daha güçlü adımlar atacağımıza olan inancım tamdır. Dr. Sadık Ahmet’in cesareti, kararlılığı ve fedakârlığı, bizlere örnek olmalı ve onun mirasını gelecek nesillere aktarmak için elimizden geleni yapmalıyız. Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değildir. Balkan ve Batı Trakya Türklüğünün gözü kulağı her daim ana vatandadır. Ziya Gökalp’in dediği gibi: **“Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir, Turan!”** Okuyucularınıza ve kalbi Türklük için atan herkese sevgi, saygı ve selamlarımı gönderiyorum.
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.