Dünya tarihine bakıldığında pek çok önemli şahsiyet karşımıza çıkacaktır. Bu kimseler yaşadığı döneme damgasını vuran, o çağın şartları itibariyle olmaz denilen bütün işleri gerçekleştiren, toplumların sarsılmaz doğru olarak bildiği yanlışları son ses haykıran, inandıkları değerler uğruna ömürleri boyunca mücadele eden kimselerdir. Kimi zaman ortaya koydukları bir buluşla, kimi zaman göstermiş oldukları insanüstü kahramanlıklarıyla, kimi zamanda mensubu bulundukları milletin en buhranlı zamanlarında en ön safta buluruz onları. Bu kimselerin ortak kaderleri ise yaşadıkları dönemde anlaşılamamaktır. Zira davası hak olan bir kimsenin anlaşılmak, en azından anlaşılıp da taltif edilmek gibi bir derdi de yoktur. Ne var ki bazı isimler bu dünyadan göçtükten sonrada anlaşılamamaktadır. Gazi Paşa bunların başında gelmektedir. Ömrünü milletinin istiklal ve istikbali için vakfetmiş O büyük kumandan maalesef milletinin çoğunluğu tarafından hala doğru anlaşılamamıştır. Vefatının ardından başlayıp bugünlere kadar ulaşan hakkındaki asılsız iddia ve iftiraların ardı arkası kesilmemiştir. Esasen Atatürk’ün manevi şahsiyetine dil uzatanların temel meselesi bizatihi Türk devletidir. Onların fukara beyinlerinde kurdukları sinsi plan şudur ki Gazi Paşa milletin nezdinde ne kadar itibarsızlaştırılırsa kurduğu devletin temelleri de o kadar çabuk sarsılacaktır. İşgal güçlerinin Anadolu’daki bugünkü temsilcileri olan bu zihniyet sahipleri çok şükür ki Türk milletinin feraseti karşısında yine mağlup olmuşlar, istedikleri sonucu elde edememişlerdir. Atatürk’e açıktan düşmanlık edenlerin ortaya koymuş oldukları birbirinden saçma iddialar üzerine laf söylemeye gerek dahi yoktur. Bu kimselere ancak acır ve akıllarını başlarına almalarını ümit ederiz. Gazi Paşanın manevi şahsiyetine ve Türk milletine emanet ettiği değerlere yapmış oldukları en ufak bir saldırıda bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonrada Türk milliyetçileri olarak karşılarında olacağımızı da bir kez daha hatırlatırız…
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK bildiğiniz gibi pek çok defa kendisinin bir Türk milliyetçisi olduğunu ifade etmiştir. Türk milliyetçiliğinin fikri ideologlarından olan Ziya Gökalp Bey’in düşüncelerinden etkilendiğini defaten dile getirmiştir. ‘’Bedenimin babası Ali Rıza Bey, heyecanlarımın babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp’tir’’ sözü hepimizin malumudur. Gazi Paşa çok iyi bilmektedir ki milletleri bir ve beraber tutan, yarınlara dair hayal kurmalarına sebep olan yegâne şey milli bilinç ve ruhtur. Atatürk, Türk milletinin seneler boyunca örselenmiş olan bu hissiyatını yeniden gün yüzüne çıkarmış ve milletler mücadelesinin başyapıtı olan İstiklal Harbini gerçekleştirmiştir. ‘’Dünyaya gelişimde bir fevkaladelik varsa Türk olarak doğmamdır’’ diyen Mustafa Kemal, Türk milletini çok iyi tanımakta ve kanındaki asli cevherin nelerin üstesinden gelebileceğini çok iyi bilmektedir. İşte bu asli cevher Gazi Paşanın askeri dehasıyla birleşmiş ve ortaya yedi düvele karşı verilen şanlı bir mücadele devamında ise kutlu bir zafer çıkmıştır. Mustafa Kemal göğüslediği tüm zorluklar karşısında bulduğu dayanma gücünü Türk milletinden almıştır. Yine bütün zaferlerin ilham kaynağı da Türk milleti olmuştur. Gazi Paşa hayatının hiçbir döneminde kendisine bir olağanüstülük atfetmemiş, Türklüğün asli cevher olduğunu her fırsatta vurgulamıştır. Atatürk kendisinin de ifade ettiği üzere büyük bir Türk Milliyetçisidir. Türkiye Cumhuriyetini kuran iradenin devlet nezdindeki en büyük temsilcisidir. Yaşadığı çağda milleti adına üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Hayatı boyunca izlediği yol ve yöntem Türk milliyetçiliğinden başka bir şey değildir.
Bugün Atatürk’ün emanetine sahip çıktığını iddia edenlerin her şeyden evvel kendilerini Türk milletine adamaları ve milletimizin yüksek menfaatleri için icap ettiğinde her şeyden vazgeçebilmelidirler. Tıpkı Atatürk gibi…
Ne var ki bilhassa son günlerde Atatürk’ü anmak bahanesiyle adını zikreden kim varsa samimiyetsiz halleri gözler önüne serili veriyor. Merhumun üzerinden başta siyasi olmak üzere her türlü art niyet güdenlerin esas maksatları çok geçmeden ortaya çıkıyor. Atatürk’ün milletimizin ortak paydası ve tartışılmazı olması gerekirken birden paylaşılmaz olunmasının hikmetini Atatürk’ü gerçek manada tanıyan Türk gençleri çok iyi bilmektedir. Bizim için Atatürk 20. Asrın Bilge Kağan’ıdır. Yer kürede bağımsız olarak kalan tek Türk topluluğunu esir olmaktan kurtarmıştır. Elinde avucunda hiçbir şey olmayan bu bir avuç gariban aynı zamanda bağımsız olarak yaşayan son Müslümanlardır. Atatürk önderlik ettiği milli mücadele ile hem esir Türklere, hem köle halinde bulunan İslam alemine, hem de diğer milletlere bir ders vermişti. Daha sonra pek çok lider Atatürk’ün bu stratejilerini takdirle açıklamış, savaş meydanlarında tatbik etmiş ve Atatürk sayesinde yenilmeyecek düşman olmayacağına iman etmiş oldular. Atatürk’e türlü yollardan hakaret edenler gibi Atatürk’ü görmezden gelenlerde Türk milletinin feraseti karşısında yok olup gideceklerdir. Gazi paşa ise aradan bin yıl geçse de yine milletinin büyük çoğunluğu tarafından anılacak, ruhunun makamına Fatihalar tevdi edilecektir. Ruhu şad olsun…