Memleketteki ahlâk faciaları hakkında duyduklarımız gazetelerde okuduklarımızdan, gazetelerde okuduklarımız bildiklerimizden, bildiklerimiz gördüklerimizden fazladır. Bunların hepsi, bize bir uçurum kenarında olduğumuz korkusunu veren yıkılış tablosunu doldurmaktadır.

Öne sürülen çâreleri biliyorsunuz.

Bazılarımıza göre, okullarımıza ahlâk dersleri koymak gerekir.

Bazılarımıza göre, ahlâk bilinen bir şey olmaktan ziyade yaşanan bir şeydir. Terbiye öğretmez, alıştırır. Ahlâk terbiyesinin de ahlâk bilgileri veren derslere değil, ahlâk itiyatları kazandıran tesirlere dayanması lazımdır.

Bazılarımıza göre bu tesirlerin mihrakı aile, bazılarımıza göre de mekteptir.

Bazılarımıza göre ahlâk örnekleri devletten başlar, kaldırımda biter. Her yerde fazilet timsallerine ihtiyaç vardır. Fakat herkesten evvel devlet adamları, fikir adamları, halk adamları, hususî ve umumî hayatlarıyla ahlâk örneği olmalıdırlar.

Bütün bu görüşlerin hepsi doğrudur ve birbirini tamamlar. Fakat Türkiye’de niçin bir ahlâk buhranı olduğunu izah etmez. Çünkü yukarıda sayılan noksanlar bu buhranın sebepleri değil, neticeleridir.

Ahlâk buhranı fertler arasındaki sosyal bağların çözülüşünden ve her insanın kendi çıkarını müşterek menfaate tercih etmesinden doğar.

Bu çözülüş, dinî, millî ve beşerî ideallerin zaafa uğramasından, bunların yerini hudutsuz bir kazanç ve keyif hırsının almasındandır. Bu epikürcülüğün en büyük ve çirkin misallerine sosyete adı verilen sınıfta rastlanıyor. Bu zümrenin millî dâvâlara karşı tasasızlığı, kollektif teberrular mevzuunda cimriliği, paradan ve lüksten başka hiçbir değer tanımaması, bütün konuşmalarında kültür, güzel sanat, ahlâk ve sosyal dâvâ mevzularından yılan görmüş gibi kaçması, filânın Amerika, filânın Avrupa seyahati, filânın vizonu, filânın elmasları, filânın evlenmesi, filânın boşanması, filânın aşna fişnesi… gibi bahislerden başka hiçbir mevzua alâka duymaması ve bu manevî sefaletin, gazetelerin dedikodu sütunlarında teşhir edilmesinden utanacağı yerde hoşlanması, bizde ahlâk buhranının ve bütün manevî tefessühün yuvalarını açığa vurmaktadır.

KAYNAKÇA
Peyami SAFA, Eğitim, Üniversite, Gençlik, 2018 Basım Sayfa:90 

Bir yanıt yazın