İSLÂM, FEODALİZME KARŞIDIR
Türk-İslâm kültür ve medeniyetinden kaynaklanan Osmanlı toprak nizamı, tamamı ile orijinal olup ne feodalizme ne de sosyalizme benzer. Aksine, Türk-İslâm […]
Türk-İslâm kültür ve medeniyetinden kaynaklanan Osmanlı toprak nizamı, tamamı ile orijinal olup ne feodalizme ne de sosyalizme benzer. Aksine, Türk-İslâm […]
Türk milliyetçiliği, her ne kadar son senelere nazaran hareketli ve yaygın görünüyorsa da henüz tatmin edici olmaktan uzaktır. Zira, büyük
Üretim faaliyetleri, insanın tabiatı işleyip değiştirmesi suretiyle kendi hizmetine alması gayretlerini ifade eder. İnsan, tabiatın bir parçası olmakla beraber, kendini
Orta boylu, kıvırcık kır saçlı, yüzü daima mütebessim, alnında kış ve yaz ter damlaları eksik olmayan, parlak ve canlı gözlerinde
Üzerinde yaşadığımız yerküre hem kendi ekseni etrafında hem güneş çevresindeki yörüngesinde sürekli döner durur ancak her iki hareketin yönü ve
Ekonomi faktörü, insanlık tarihinin her döneminde önemli idi. Ancak, son üç asırdan beri, üzerinde en çok konuşulan, araştırma yapılan ve
Turgut babasına sordu: -Bey baba, sermaye nedir? Ve hayvanlarda var mıdır? Babası şöyle cevap verdi: -Hayvanlarda sermayenin bulunup bulunmadığını anlamak
Ekonomik hayatın ve faaliyetlerin mahiyeti, yapısı ve işleyişi, insan gruplarının barış ve savaş şartlarına göre değişir. Bilindiği gibi savaşlar, yeni
İnsan gerçeği aramalı, hakikate yönelmelidir. Gerçek ve hakikat farklı mıdır? Günlük hayatımızda, konuşma ve yazılarımızda, birbirinin yerine kullanmakla, aynı anlamı
Turgut babasına sordu: – Hayvanlar, ihtiyaçlarını nasıl tatmin ederler? İnsanlar gibi çalışmakla mı? Babası cevap verdi: – Bazısı çalışarak ihtiyaçlarını
-Orhan, oğlum, şuraya otur, seninle çok ciddi bir iş için konuşacağız. (Orhan gösterilen sandalyeye oturarak): -Buyurun babacığım, emirlerinizi dinlemeye hazırım.
Dün bir mecliste, rektörlü bir iki profesörün İnönü’yü ziyareti konusu açıldı. Aramızda bir Ord. Prof. de vardı. Bir zat ilmin
Bir millet, sun’î bir sosyal yapı değildir. Her millet kendine mahsus bir tarih ve coğrafya içinden geçerek gelmektedir. Bir milleti
Bundan otuz sene evvel, bir gün Erzurum Mülkî İdadisi’nde hazırlık görülüyordu. O gün Dördüncü Ordu Müşiri Erzincan’dan Erzurum’a gelecekti. Talebenin
[1]Ulu Tanrı! Gün batıyor, sevgili korkun gönlümde doğuyor. Kumral akşam bana sessizlikler içinde büyüklüğünü fısıldıyor… Bu alaca karanlıklar arasında bir