ÜNİVERSİTE VE POLİTİKA
Dün bir mecliste, rektörlü bir iki profesörün İnönü’yü ziyareti konusu açıldı. Aramızda bir Ord. Prof. de vardı. Bir zat ilmin […]
Dün bir mecliste, rektörlü bir iki profesörün İnönü’yü ziyareti konusu açıldı. Aramızda bir Ord. Prof. de vardı. Bir zat ilmin […]
Tercüman’ın anketinde de öğreniyoruz ki “İstanbul Üniversitesi’nde başarısızlık nisbeti dünyanın öteki memleketlerindeki üniversitelerle mukayese edilemeyecek kadar düşüktür. Bazı profesörler: “Meselenin
Bana öyle geliyor ki, ilköğretime yükseköğretimden daha fazla önem verilmesini isteyenler, bunun tam aksini iddia eden Tubâ ağacı nazariyecilerinden daha
İstanbul Üniversitesi’nin felsefe imtihanlarında çok düşük netice alınmış ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tahkikata başlanmış. Bazı iddialara göre felsefe şubesinin
Tasvir-i Efkâr, 5 Ekim 1943 Üniversite profesörleri dışarıda yazıhane ve muayenehane açamayacaklar ancak konsültasyon yapacaklarmış. Bunlardan doktor olanların hususî hastanelerde
Milliyet, 15 Ocak 1958 Üniversitelerimizin 1947’de kazandıkları muhtariyeti muhafaza etmelerini çok isteriz. Fakat Batıdaki ağabeyleri gibi, bu muhtariyete hak kazanmak
Avrupa şehirlerinden birinde tahsil eden genç bir tanıdığın mektubunu aldım. Eğer bir zarfın içinde olmasaydı, birbirine yapıştırılmış ve üç ayrı
Dünkü gazetelerde Levent çetesinin mârifetlerini okudunuz. Çoğu zengin ve münevver âilelere mensup lise gençlerinden 6-7 kişilik bir grup yakalandı. Bu
Akşamları, Türbe civârında bir köşede her gün çirkin bir hâdise cereyan etmekte imiş. Bir erkek lisesinin öğrencileri oradan geçen kız
Dün, Marmara Lokalinde toplanan üniversite gençleri, aralarında bulunmamı ve konuşmamı ıslarla istediler. Gidemedim ve çok üzüldüm. Gitseydim, onlara şunları söyleyecektim:
İmtihan kasırgası dindi. Birçok gençlerimiz, yüksekokul ve üniversite kapılarının eşiğinden, endişeli ve mahzun, gözleri meçhul bir geleceğin karanlığına dalmış, dudaklarını
Dünkü şâir Ahmed Haşim’in dilinden anlayan bir gençlik kalmadı. Evvelki günün şâiri Tevfik Fikret de artık bir yabancıdır. Abdülhak Hamit
Üniversite gençlerinden mürekkep, kalabalık iki grup, Tercüman idârehanesinde ziyâretime geldiler; kendilerinden başka birçok arkadaşlarının da beni görmek istediklerini ve kalabalığı
Mânâlı bir dünyâda mıyız? Tabiat ve insan toplumları önceden hazırlanmış bir hedefe doğru mu gidiyor? Varlıkların tekâmülünde cansızdan canlıya, şuursuzdan
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinden beş gencin imzâsını taşıyan bir mektup, benden Psikosomatik tıp hakkında bâzı bilgiler istemektedir. Bu konuda