İmtihan kasırgası dindi. Birçok gençlerimiz, yüksekokul ve üniversite kapılarının eşiğinden, endişeli ve mahzun, gözleri meçhul bir geleceğin karanlığına dalmış, dudaklarını kemirerek ve içlerini çekerek döndüler. İmtihanda kazanamayan bu gençlerin hepsi aptal, tembel ve ehliyetsiz değildir. Çoğu, üç beş yüz kişilik yere üç beş bin tâlibin hücûmu yüzünden, başarı kazananların ancak bir kısmını kabul eden bir tahdit sistemine veya çeşitli hîlelere kurban oldu. Bu hîlelerden biri de şu imiş: Bir yüksekokulun imtihânına girmek isteyen zayıf bir talebeye yardım için, üniversitelerin yüksek sınıflarındaki birkaç talebe de aynı okulun kabul imtihânına giriyor ve zayıf talebeye gizlice yardım ediyorlar. İmtihânı ona kazandırırlarsa beşer yüz lira ücret alıyorlarmış.

Teknik üniversite ve okullarına hücum fazladır. Asrımızın büyülü kelimesi “teknik”, para kazanmaktan daha yüksek bir gâye tanımayan birçok gençlere servet ve saâdet vâdediyor. Onları memûriyet hayâtının esâret ve sefâletinden kurtarmayı taahhüt ediyor. Saâdetin maddî şartlarından ötesini göremeyen gençler bu vaatlere aldanmakta az mâzur değillerdir. Bunu anlamak için yaşamak lazım.

Bu sene eczacı okuluna hücum gene fazla olmuş. Birkaç yüz kişilik yere birkaç bin kişi tâlip.

Bu hücûmun sebebini bilmeyenler soracaklar: “Adım başında eczane. Yenilerine ne lüzum var?”

Îzah ettiler:

-Eczacıya değil, eczacı diplomasına ihtiyaç var. Bugünkü mevzûâta göre, eczane sâhiplerinin çoğu eczacı değildir ve bir mesul şahıs göstermek için eczacı diplomaları kiralar, ayda iki üç bin liraya kıyarlar. İstanbul’da bomboş oturup İzmir ve Ankara’da açılan eczanelere diplomalarını kiralayanlar vardır.

“Bu ne biçim meslek? Ya halkın sağlığı?” diye sormayınız. Mevzûat böyle.

Eczacı okulunun giriş imtihanlarının test sorularını da gördüm. Birçokları saçma. Bâzıları da yanlış. Bunları hazırlayanların dikkatsizliklerine şaşmamak kabil değil. Biz şaşarken imtihânı kaybeden gençler, perîşan, sokaklara dökülüyorlar.

Kim, kimler, ideal, tahsil ve kültür buhrânı geçiren gençliğimizin daha bin türlü ihtiyaç ve dâvâsıyla nasıl, ne zaman uğraşacak?

KAYNAKÇA

Safa, Peyami, Eğitim, Gençlik, Üniversite, Ötüken Neşriyat, s. 280-281.

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.