İNSAN YOK, MİLLET VAR
Geçen harbin sonundan bugüne kadar, Avrupa’nın hangi noktasında bir harp, bir ihtilâl, bir politika ve ideoloji çarpışması olmuşsa, orada istisnâsız […]
Geçen harbin sonundan bugüne kadar, Avrupa’nın hangi noktasında bir harp, bir ihtilâl, bir politika ve ideoloji çarpışması olmuşsa, orada istisnâsız […]
Öğretmenlerden ve profesörlerden sık sık şu çığlığı duyarım: -Nasıl bir nesil yetişiyor, haberiniz var mı? Gençleri teker teker görürseniz, gençliği
Nietzsche zâhitlerin idealinden bahsederken bundan mahrum olan hayvan–adamın mânâsızlığını belirtir. “İnsan niçin yaşıyor?” suali, “asetik” idealden mahrum olanlar için cevapsızdır.
İdeal ferdî mânâsıyla varılması özlenen herhangi bir gayedir. Biz idealden bunun tam zıddını anlıyoruz. İçtimaî mânâsıyla ideal, gelecekte varılması özlenen
Bilirim, ideal ne verilir, ne de alınır. Kahraman, sanatkâr, filozof yapılı büyük adamlar, yâni adamların en büyükleri, milletin ruh izbesinde
Her koyun kendi bacağından asılır, diyoruz. Eğer bu sözün mânâsı, her ferdin bir dereceye kadar istiklâli ise doğru, tam istiklâli
Pedagojiye sorarsanız, disiplin yapan iki usul vardır: Biri otorite yoludur ki, çocuk üzerine dışarıdan tesir eder; öteki hürriyet yoludur ki,
Vücudumuzu temizlemek mümkündür. Fakat ruhumuzun, şuurumuzun üstünü, altını ve hâfızamızı günlük hayatın kirli tesirlerinden kurtaran bir ruh banyosu yapmamız mümkün
Yirmi sene kadar var. Paris’te bir gece, büyük mağazalardan birinin vitrinin önünde, genç ve zengin bir Türk hanımı bana sordu:
Çok defa bir adamı methederken, başta onun dürüst, namuslu adam olduğunu söyleriz. Namuslu olmak bir vazife, bir tabiî hal değildir
Arada bir kendi kendisine: ‘’Ben ne biçim adamım?’’ diye soran kaç kişi vardır? Geçici bir hayret ve tecessüsle değil, hayranlıkla
Memleketteki ahlâk faciaları hakkında duyduklarımız gazetelerde okuduklarımızdan, gazetelerde okuduklarımız bildiklerimizden, bildiklerimiz gördüklerimizden fazladır. Bunların hepsi, bize bir uçurum kenarında olduğumuz
Dinsiz bir adamın ahlâk sahibi olması mümkün olup olmadığını soranlar oldu. Bu mesele birkaç cümlede kestirilip atılamayacak kadar büyük dünya
Fikir adamlarımızın çoğu bir ahlâk buhranı içerisinde olduğumuzu kabul eder, sanırım. Fakat ahlâk mevzuunda araştırmalarımız yoktur. İrtica gibi sık sık
Yeni felsefe temellerine ‘’kişi’’ diye geçen fert, uzviyetiyle tabiatı, şahsiyetiyle cemiyeti temsil eder. Ferdin vücut yapısında tabiatın en büyük mümessili