İkide bir lise, yüksekokul ve üniversite gençleri, bir münazarada müdafaa edecekleri tezin delillerini öğrenmek için bana gelirler. Zahmetlerini boşa çıkarmam. Fakat kendi araştırmalarıyla elde etmeleri lazım gelen bilgileri başka birinden istemenin ne derece doğru olduğuna dikkatlerini de çekerim.
Bazı gençler de, herhangi romanın mevzuu veya üslubu hakkında öğretmenlerinin verdiği vazifeyi hazırlamak için benden izahat isterler. Verecekleri konferansları bana yazdıranlar da vardır.
Bu hazırlop kazanç yalnız okul gençlerine ve ilim adamlarımıza da münhasır değildir. Ticarette, bir çırpıda büyük servetler elde etmek, yani vurgunculuk, adeta meşru bir kazanç metodu haline gelmiştir.
Yalnız ticarette de değil. Her sınıf meslek adamlarında ve halkta çalışmadan kazanmak ihtirası, eşya piyangolarına, banka ve gazete kuralarına, kumara ve define aramağa karşı milli bir salgın ölçüsünü almak üzeredir. Halk tabirlerinin en sevimlisi aransa bulunacak söz şudur: “Armut piş, ağzıma düş!”
Pişmiş armut ticareti, yani piyangoculuk alıp yürüdü. O kadar ki, bir gün bu usule başvurmadan herhangi bir ticaret şekil imkânsız olacak.
***
Şüphesiz, bu hazırlopçuluğun bir sebebi geçim zorluğu ise, öteki sebebi de çalışmadan para vuranlara karşı duyulan umumî gıpta ve hayranlıktır. Bugüne kadar vurguncuyu vuran bir merhametsiz adalet misaline rastlanmadığı için, “Vuranın yanına kâr kalıyor” inancı, çalışmadan para kazanmak ve çok kazanmak ihtirasını hemen bütün meslek şubelerine ve bütün halk tabakalarına sirayet ettiriyor.
***
Çalışkan insanlar ve milletler, para kazanmak için olduğu kadar çalışmanın zevki içinde çalışırlar. “Hamarat” sözü bunlar içindir. Hazırlopçuluk salgını en çalışkanlarımıza bile hamaratlıklarını kaybettirmek üzeredir.
Bugün geçirdiğimiz döviz buhranının bir sebebi de istihsal enerjimizde ve milli çalışma gücümüzde başlayan azalma olsa gerektir. Bu hazırlopçuluğumuz (piyangoculuk, kumarbazlık, kuracılık, definecilik, vurgunculuk…) devam ederse, hastalarımızın daha çok ilaçsız ve akıl sıskalarının da daha çok kitapsız kalacakları günün gelip çatmasından korkulur.
KAYNAKÇA
Peyami SAFA, Eğitim Gençlik Üniversite Objektif 07, 9. Basım Sayfa 64